Uyarı

Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, benim kişisel görüşlerime dayanmaktadır.

5 Eylül 2013 Perşembe

Altın Analizi - 2


Altın ile ilgili daha önce sadece 1 analiz paylaştım ve sonrasında başka analiz paylaşmadım. Altın için senaryo değişikliği olmadığı sürece belirli aralıklarla ve ihtiyaç duyduğum sürece düşündüklerimi varsayımlar altında aktarmaya devam edeceğim. 

Daha önce "1330 doların üzerinde kalıcı olduğu sürece hedef 1420 olduğu grafikten de açıkça görülebiliyor" şeklinde bir ifadeyle Altın hedefimi belirtmiştim. 1420'yi gören altın, önemli gördüğüm bu direnci "sanal kırma" denemeleriyle kırmaya çalışıp 1433'e çıksa da burada kalıcı olamadı ve 1400'ün aşağısın sık sık sarkıyor.
Altın'ı ilerde yükselişe sevk edecek temel senaryonun başında Suriye gerilimi var. Gerilimi arttıracak haberlerde kısa vadeli trade imkanları bundan önce olduğu gibi bundan sonra da olacaktır. Suriye geriliminin Altın piyasasındaki etkisinin ise ancak kısa vadeli (0-2 ay) olabileceği kanısındayım. ABD'nin sınırlı müdahalesi gerçekten de "sınırlı" kalabilirse Altın'ın 1480'i geçmesi çok zor.. Ancak olmasına neredeyse kesin gözüyle baktığım bu müdahale başka risklerin de tetikleyicisi olursa o zaman senaryomuzda köklü değişiklikler yapmak durumunda kalabiliriz. 

Altın'ın temel senaryosunda diğer önemli faktör ise tahvil alım programı. Yani ikinci senaryomuzun başrolünde FED ve Ben Bernanke var. ABD'de verilerin, özellikle de işsizliğin hızla iyileştiğini ve %7'nin yıl sonuna doğru görülebileceğini "ABD işsizlik verisi üzerine" başlıklı yazımda da belirtmiştim. Bugün açıklanacak ABD tarım dışı istihdam verileri yine kısa vadeli alım satım yapmak isteyenler için büyük önem arz ediyor. Beklentinin üzerinde ve 190,000 civarında gelecek veri tahvil alımında azaltıma gidileceği beklentilerini körükleyeceğinden Altın'da satışlara neden olabilir.. Umarım öyle de olur.. Çünkü eğer böyle bir durumda Altın'da satışlar sertleşir de 1350 seviyelerine yaklaşırsak alım için muazzam olur. Çünkü bana kalırsa FED zaten Eylül toplantısında en azından 10 milyar dolarlık azaltıma gitmeyi kafasına koydu. 

Her ne kadar piyasamızda "TCMB içerden bilgi almış olabilir, Suriye gerginliği tahvil azaltımını erteletebilir" şeklinde yorumlar yapılıyor olsa da ben buna pek ihtimal vermiyorum. Çünkü eğer bu doğruysa, Gelişmekte olan ülkeler içinde böyle bir bilginin sadece Sn. Erdem Başçı'yla paylaşılmış olması gerekiyor. Aksi halde diğer ülkeler neden para birimlerindeki aşırı değer kaybını önlemek için Faizleri yükseltsin, rezervlerini eritme pahasına büyük montanlı döviz satım ihaleleri ve swap anlaşmaları yapsın ki? Büyümek isteyen ya da büyümeye ihtiyacı olan tek ülke biz miyiz? 

Piyasa abartmayı sevdiği için 1325'ler dahi alım için fırsat olarak değerlendirilebilir. Ancak fazlası mutlaka bizi şüphelendirmeli ve 1280 seviyelerinin yıl sonunda görülebileceği fikrini uyandırmalı. 



Yukarıda yazılanları kısaca özetlemek gerekirse; Altın için belirttiğim varsayımlar ışığında pozitif değilim. Buna rağmen sanal olsa dahi Suriye gerginliği ons bazında 1480 seviyesinin görülme ihrimalini arttırıyor.Ancak tahvil alımlarının kademeli olarak azaltılacağı bir konjonktürde ve Suriye gerilimin sanılanın aksine havada kalacağı bir ortamda Altın düşüş potansiyeli taşımaktadır. İlk tahvil  azaltımına kadar ise 1350 civarına gerileyecek Altın'da alım düşünülebilir. 3,500 ve 10,000 dolarlı hedeflerin önemli banka analistleri tarafından verildiği dönemde Altın'ın eski zirve seviyesinden uzakta olduğunu düşünüyorum.Orta vadede (0-8 ay) Altın'ın 1250 seviyelerine tekrar geleceği kanısındayım. 

Ayrıca yukarıdaki grafikte 1250 seviyesine gelmesi için çok ciddi desteklerin kırılması gerektiği de açıkça görülüyor. Her bir destek seviyesinde dönemlik tepkiler de gelebilir. 1480 seviyesinin görülme ihtimaline rağmen bunların satışlarla karşılaşmasını ve ana trendin düşüş eğiliminde devam edeceğini düşünüyorum.


4 Eylül 2013 Çarşamba

Türkiye'de Dün ve Bugün- Yabancı Banka Raporları

Öncelikle son dakika haberini paylaşmak isterim. 

JP MORGAN'ın favorisi Türkiye
JP Morgan tarafından bugün yayınlanan CEEMEA strateji raporunda, Türkiye’ye ilişkin olarak FED'in varlık alımlarını azaltması ve kur endişelerinin kısa vadede aşağı yönlü etki yapmasını beklendiği ancak, Türkiye’nin uzun vadede CEEMEA bölgesinde favori ülke konumunu koruduğu belirtildi.

JP Morgan, Türkiye’nin uzun vadeli hikâyesini pozitif yapan etkenleri ise; karlı şirketleri, demografik yapısı, uzun vadeli GSYH büyümesi ve ihracatının % 40'nın yaptığı Avrupa'daki toparlanma olarak 4 başlıkta topladı.

JP Morgan'ın uzun vadeli hikâyeleri bakımından tercih ettiği Türkiye’deki hisseler ise, Turkcell, Bim veya Coca Cola, Halkbank, Yapı Kredi, Garanti, Koç Holding ve Sabancı Holding olarak sıralandı.

Bugün 14:30’da Reel Efektif Döviz kuru açıklanacak. Daha önce 114.6 olarak açıklanan verinin 110’nun aşağısına gelmesi bekleniyor. Verinin düşük gelmesi TL’deki değer kaybının fazlalaştığı anlamı taşıyacak. Ayrıca TCMB bugün minumum 50 milyon dolarlık döviz satım ihalesi açacağını duyurdu.

Dün iç piyasada takip edilen en önemli veri TÜFE ve ÜFE verileri oldu. Ağustos ayında TÜFE -0.10% (Beklenti -0.05%) olarak açıklanırken, yıllık bazda %8.17 (Beklenti %8,20) oldu. ÜFE ise ağustos ayında 0.04%, yıllık %6.38 olarak açıklandı. Yılın geri kalan kısmında yükselen kurun ithalat fiyatlarını arttırması bekleniyor. Bunun da enflasyon üzerinde olumsuz etki yapması söz konusu. Ağustos ayı enflasyon verileri iyi gelmesine rağmen, çekirdek enflasyonun yükselmesi de bu görüşü destekler niteliktedir. 

TÜFE ve ÜFE beklentilerden daha iyi gelmesine rağmen dün borsada beklenen yükselişler Suriye’de artan gerginliğin ve kar satışlarının gölgesinde kaldı. Dolar/TL kurunun tekrar yükselmesi ve gösterge tahvil faizinin 9.70’lere çıkması da açıklanan enflasyon verilerine tepki gelmemesinin diğer sebepleri arasında sayılabilir.  

Morgan Stanley Türkiye için Karamsar 
Morgan Stanley yayınladığı raporla Türkiye için büyüme beklentisini aşağı yönlü revize etti. 2013 için beklentinin yüzde 4.4’ten yüzde 3.6’ya çekildiği, 2014 için ise büyüme beklentisi yüzde 4.8’den yüzde 4.0’e revize edildiği açıklandı.

Raporda Türkiye’nin de yer aldığı CEEMA ülkeleri için süper düşük faizli ortamın artık geride kaldığı ve rik iştahının eskisi kadar yüksek olmayacağına değinildi. Borçlanma maliyetlerinin artmasının revizede önemli bir faktör olduğu belirtildi. 

Raporda dikkat çeken diğer ayrıntı ise Türkiye, Güney Afrika ve Ukrayna gibi ülkelerin, Rusya ve Polonya’ya göre daha fazla zorlukla karşı karşıya olduğuna vurgu yapılması oldu. Raporda ayrıca Türkiye’de kurlardaki kırılganlığa dikkat çekilirken, sıkı para politikasının riskli olabileceğine değinildi. 

BofA Merill LyncH Çekimser
BofA Merrill Lynch ise Türkiye'nin bu yıl yüzde 4.2, gelecek yıl yüzde 4.8 büyüyeceğini öngördüğünü açıkladı.


18 Ağustos 2013 Pazar

Altın Analizi- Enflasyon Çelişkisi- Değişen Denklem


Daha önce ilk kez Altın 1340'ı geçtiğinde bir analizimi paylaşmıştım. 1330'un üzerinde kalıcı olunursa uzun vade hedefin fibo direnci olan 1420 olabileceğini söylerken, kısa vadede ilk ana direnç olan 1340-1350 civarındaki dirençten geri dönebileceğini aktarmıştım. Altın 1350 direncini ilk etapta aşamayıp beklediğimden daha fazla düştü. Ancak bu düşüş yükseliş adına özellikle teknik analistlerin çok hoşuna giden ters omuz baş omuz (TOBO) denen formasyona neden oldu. Ancak hiçbir teknik formasyon temel verilerden bağımsız olarak hareket edemez, etmemeli..

Gelecekte oluşması muhtemel riskler arttıkça güvenli liman özelliğini taşıyan yatırım araçlarına talebin artması beklenir. Son zamanlarda bu özelliğinin kalmadığı iddia edilse de hala genel kanı Altın'ın zor zamanlarda ve olağan üstü durumlarda yatırım yapılacak ilk enstrüman olduğu yönündedir. 

Şimdi sizinle zannımca ironik olan bir durumu paylaşmak isterim. Altın uzunca bir süredir ABD'deki özellikle istihdam ve enflasyona bağlı verilerin kötü gelmesinden olumlu (yukarı yönlü) etkilenmekteydi. Çünkü veriler kötü geldikçe FED 85 milyar dolarlık tahvil alımına devam edecekti. FED'in tahvil alımına devam etmesi ya da kaba tabiriyle para basması ve de genişlemeci politikalara devam etmesi ise ileride küresel enflasyonun daha da artacağı anlamına geldiğinden Altın'a olan talebi arttırıyordu. Peki FED parayı neden basıyor? Enflasyonu arttırmak için (evet enflasyon sebep değil bir sonuç aslında ama Altın için bizi sonuç ilgilendiriyor) ... Yani Altın enflasyona bağlı hareket ediyorsa bir yerde bir terslik vardı. Çünkü ortada iki denklem, ve enflasyon yönlü tek sonuç vardı ama Altın ikisinden birini seçmek zorundaydı.. Yani

1. Denklem: FED para bastıkça enflasyon çıkacak (sonuç: Altın yükselmeli),

2. Denklem: Enflasyon yükselirse FED para basmayacak (sonuç: Altın yükselmeli) 

...ERROR...ERROR...

Tekrar ediyorum arada bir çok denklem ve değişken var ama dediğim gibi sonuca odaklı bir yazı bu ve unutulmamalıdır ki her konuda sonsuz değişken vardır ve hiçbirine önemsiz diyemezsiniz ve hiç birini kesin bir şekilde bilemezsiniz. Bunu ben değil bilim söylüyor. 

Şimdiye kadar Altın, FED'in tahvil alımına bağlı yaratması muhtemel enflasyona göre (1.denklem) fiyatlanıyor gibiydi. Ancak son veriler sonrası yaşanan ABES (!) durum denklemin ikinci kısmının aktifleşmiş olabileceğini gösteriyor. 

Yani ABD'de tahvil alımı artık azalsa da kalıcı bir enflasyonun endüstriye enjekte edildiğine piyasa inanmaya başlamış olabilir. Bu bir önceki BIST için Alım önerdiğim yazı ile de örtüşmekte. Çünkü piyasadaki son dalgalanma aynı zamanda şu anlama da geliyor: "Tahvil alımı yeterince fiyatlandı."

Sonsuz varsayımların bizi tek doğruya götürdüğü şanslı bir hayatın bizlerin olması dileğiyle.. 


16 Ağustos 2013 Cuma

15 Ağustos'taki Sert Dalgalanma Üzerine-Eur/USD- Avrupa ve Küresel piyasalar

Eur/USD
Dün birçok tarafta olduğu gibi Eur/USD tarafında da dalgalı ve
bir o kadar da şaşırtıcı hareketlenmeler yaşandı. ABD'de olumlu gelen veriler
tahvil alımını azaltıcı yönde beklentileri güçlendirdiğinden tahmin edileceği
gibi doları kuvvetlendirdi ve parite 1.3200'ye kadar geriledi. Ancak sonrasında
ters yönde pozisyonlar emtia piyasalarının birçoğunda olduğu gibi Eur/Usd paritesinde
de alınmaya başlandı. DXY dolar endeksinde 82.0 direnci kırılmadıkça parite
için de yukarı yönlü beklentinin devam etmesi gerektiği kanaatindeyim. Dün
teknik anlamda bu direncin de gücünü gösterdiği bir gün oldu. 82'ye kadar
yaklaşşa da yükseliş, buradan 81'e doğru gevşeme oldu. Parite de 1.3200 den
destek alıp 1.3340'a yükseldi. Dün yaşanan tüm bu olaylar göz önüne alındığında
paritenin 1.3400 hedefinin daha da güçlendiğini düşünüyorum. Günün şuan ki
saatlerine kadar pariteye baktığımızda 1.3340 civarında, DXY dolar endeksinin
de 81.3 civarında yatay seyir izlediğini görebiliriz.
 Avrupa Referanslı Küresel Piyasalar
 Dün Avrupa tarafında açıklanan tek önemli veri İngiltere
perakende satışlarıydı. Yıllık ve çeyreklik olarak beklentileri aşan veriler,
ABD tarafından gelen iyi verilerin gölgesinde kaldı. ABD de enflasyonun
beklentileri karşılaması ve istihdamın beklenenden daha hızlı
iyileşmesi Avrupa piyasaları tarafından hoş karşılanmadı. Hisse senedi
borsalarında %1'e yaklaşan kayıplar gözlenirken, asıl şaşırtıcı olan ise
iyileşen ekonomik görünüme rağmen ABD borsalarında da %1'in üzerinde kayıplar
yaşanmasıydı. Çünkü piyasada son oluşan algı ABD verilerinin artık ABD
borsalarını zirveye taşıdığı yönündeydi. Dün
bu anlamda da bazı tabuların yıkıldığı bir gün oldu. ABD 10 yıllıkları ise 2.80'i gördü ve
artık %3 seviyelerini görmemize çok kalmadı. Çünkü grafikte de görebileceğiniz
önemli seviyenin aşıldığı söylenebilir. Ancak "Boğa Tuzağı"
olmadığından emin olmak lazım. Malum
bu aralar piyasalar tuzaklarla dolu. 
Avrupa borsalarında senet bazlı da sert düşüşler yaşandı. Düşük
kar açıklayan bazı önemli şirketler %3'ün üzerinde düşüş yaşarken, Mısır'la
ticari ilişkilerde bulunan şirketlerde kayıplar daha fazlaydı. Mısır'daki
olaylar giderek daha da derinleştiğinden petrol fiyatları yükselmekte ve
küresel bozulmayı desteklemektedir. Dün tahvil alımının azaltılacağı
endişelerine ek olarak ABD dahil neredeyse tüm borsaların kayıplar yaşamasının
altındaki nedenlerden biri de saydığımız faktörler
olabilir.  Mısır'daki olayların Altın ve Petrol üzerindeki olası etkileri üzerine
Twitter hesabımdan bugün paylaştığım 5 maddelik argümanları da buraya not düşmek
isterim:
1)Eğer #Altın ve #petrol gerçektn #Mısır'daki olaylardan etkileniyorsa,#islam alemi için çok önemli olan #Cuma gününde(bugün),çıkış yaşamalı
 
2)Müslüman kardeşler önderliğinde sokakları bırakmayan #darbe karşıtları ve öldürmeyi kendinde hak gören ve bunun için güvenlik güçlerine teşekkür dahi eden bir yönetim kadrosundan bahsediyoruz.
 
3)Bugün #Cuma namazından sonra ve son katliamın da etkisiyle gösteriler daha kalabalık daha şiddetli protestolar altında devam edecektir.
 
4)Hatta öbek öbek toplanmış Mısırlılar bazı devlet dairelerine de yürüyecektir. Hükümetin ise müdahalesi ne yazık ki kaçınılmazdır
 
5)Tüm bu şartlar düşünüldüğünde eğer #Altın ve #petrol #Mısır dan etkileniyorsa çıkış yaşamalı..
 
Ayrıca Avrupa tarafında unutulmaması gereken bir diğer konu da son dönemde ciddi toparlanma emarelerinin olduğu ve bu durumun Stoxx Europe 600 endeksini %10un üzerinde değerlendirdiğidir. Dolayısıyla dünkü riskler Avrupa'ya yatırım yapan yatırımcılar tarafından kolaylıkla satılmış olabilir. Yani bir nevi olası riskler göz önünde bulundurulup kar satışları yapılmış olabilir.
 

Risklerin daim olduğu hayatta, tuzaklara girmeden, insanlar ölmeden, borsalar düşmeden kazanmak dileğiyle...

12 Ağustos 2013 Pazartesi

Borsa da Yeşil Işık yandı "AL"

Uzun aradan sonra daha olumlu bir senaryoyu nihayet paylaşmanın mutluluğunu yaşıyorum. 78000'e doğru yaşadığımız son yalancı baharın ardından tekrar eski ve önemli seviye olan 73000'e geri dönmüş bulunuyoruz. 74400 bir kaç kez test edilse de bu yükselişler bayram öncesi cılız kaldı ve hacimsiz işlemler yükselişin altını dolduramadı. Ancak son söyleyeceğimi önceden söylemek istiyorum; "Bayramdan sonra orta vadede coşabiliriz". 
Aslında bakarsanız temel senaryomuzda büyük değişiklikler yok. Daha doğrusu borsamızı omuzlayabilecek bir hikaye aradığınızda bulmakta zorlanabilirsiniz. ABD Eylül'de tahvil alımlarını büyük ihtimalle aylık 85 milyar dolardan aşağıya çekecek. FED yönlü riskler hala mevcut. 
Ancak bu noktada şu soruyu sormak istiyorum: Deprem riski taşıyan bir evin değerinin Deprem öncesi 93.500 USD olduğunu düşünün. Deprem sonrası hasar gören evin talibi azalacaktır. Depremden dolayı psikolojisi bozulmuş ev sahibi evini satmak istesin ve açık ihale usülü bu satışın aylarca sürdüğünü varsayalım. Gelen en yüksek teklif: 80.000 USD; en düşük teklif: 70.000 USD.. Siz bu evi şuan 73500 USD'ye alır mıydınız?
Borsamızın durumu tam da buna benziyor ve aslında cevabını aradığımız soru bu kadar zor. Eminim hepimiz evin durumu, hasarın derecesi, uzmanların bir sonraki depremin acaba ne zaman geleceğini düşünüyor oldukları, hangi semtte olduğu ve semtin gelecekte nasıl bir potansiyel taşıdığı gibi türlü türlü soruları kendimize sorduk. Bazen borsa çok soyut düşünülür ve sorulması gereken sorular sorulmadan ciddi yatırım yapılır.

Benim uzun zamandır bu soruya cevabım "orta vadede henüz alım yapmam" şeklindeydi. (Verdiğim vadelere dikkat edilmesi gerektiği kanısındayım. Çünkü bundan önceki yazılarımda 73000'den 78000'e giden süreçte kısa vadede yükseliş beklediğimi belirtmiştim ancak uzun vadede temel senaryomun hala yükselişi desteklemediğini yazdım.) Ancak artık yükseliş için zeminin yavaş yavaş oluştuğunu gözlemliyorum. 93500'den sonra borsamızda tam bir kaos yaşadık anlamlı anlamsız sert satışlar gerçekleşti. Zaten kaos teoreminde de düzensizlik (aynı zamanda bir düzen) ve dengesizlik (aynı zamanda denge) vardır. Ancak bu dengesizliğin borsada çok uzun sürmemesi ve belli safların tutulması beklenir. Buna rağmen kırılgan olan ekonomimizin katkılarıyla bu dengesizliği dibine kadar doya doya yaşadık ve bence olması gerekenden daha fazla Al-Sat yaptık. Grafikte yatay giden borsanın yön bulmakta zorlandığını görebilirsiniz. Yaşanan süreçte bir çok olumsuzluklar hem küresel hemde iç pazarda yaşandı ancak buna rağmen 70.000'in aşağısına inilmedi. Çift hanelere yaklaşan gösterge faiz, siyasi gerginlikler, FED (Bernanke)'den bence net tavırlarla küresel likiditenin kısılacağı beklentisi, iyileşen ABD istihdamı (%7.4), 2 TL'ye yaklaşan Dolar/TL, güven veremeyen TCMB politikaları, 2.70'i aşan ABD 10 yıllıkları ve daha sayamadığım sizin aklınıza gelen bir çok olumsuzluklar... Eee daha ne olabilir???

Tüm bu olumsuzlukların artık fiyatlandığını düşünüyorum. Üstelik İngiltere önderliğinde toparlanan Avrupa da cabası. Asya'ya değinmek istemiyorum, o hala tam bir kapalı kutu. Size ipucu olması sebebiyle bankaların her yıl sonundaki ve carı fiyattan F/K'larını da veriyorum. Normalde lineer olarak verilmesi gerektiğinin farkındayım grafiğin, şuan ki süreksiz olan grafiği dediğim gibi sadece ipucu olması sebebiyle veriyorum. Banka F/K ları ile ilgili çok daha ayrıntılı analizler yapmaktayım ve bunun çok önemli olduğunu düşünüyorum.  Şuanki sonuçlar ise alım için fırsat olduğunu söylemekte.. 

Bundan sonra yazacaklarım da en az yukarıda yazdıklarım kadar önemli. Disiplinsiz davranılması durumunda çok büyük kayıplar yaşayabilirsiniz. Borsa şuan 73500 civarında 
YEŞİL IŞIK: Yükseliş başlayacak +73500

SARI IŞIK: Dikkatli ve hazırlıklı olunmalı 70000-72000

Kırmızı IŞIK: -70000 Stoplar mutlaka çalışmalı ve önce 68000, sonra 65000 ve hatta sertleşirse satışlar yeni dip olarak 60000 görülebilir.

Kendi kazanımlarımızın başkalarının kaybına sebep vermemesi dileğiyle..

31 Temmuz 2013 Çarşamba

Döviz Yükümlülüğü Olan Her Firma Zarar Yazmaz

Kurlarda aşırı oynaklık olunca bir anda gözler net yabancı para pozisyonu fazla olan şirketlere döndü. Basında, orada, burada bir çoğumuz kurların aşırı yükselmesinden ciddi zararlar yazacak yada sağlam kambiyo karları yazacak firmaları okuduk. Ancak gözden kaçan bir noktanın olduğunu fark ettim ve bu yazıyı o yüzden yayınlama ihtiyacı hissettim.


Ya şirket "HEDGING" yapıyorsa?


Şirketler ya da kişiler kur oynaklıklarına karşı korunma sağlayabilmek adına Vadeli işlemler piyasasında ters pozisyon alabilmektedirler. Yani kişi ya da kurumlar kurlar yükseldiğinde eğer zarar yazacaksa, o zaman vadeli işlem borsasında ilgili senetten alışa (long position) oynayabilmektedir. Şimdi bunu olası bir hikaye yazarak aktarmaya çalışim...
Hikayeyi daha ilginç, gerçekçi ve anlaşılır kılabilmek adına kurlar üzerinden değil pamuk üzerinden vakayı ele alalım...

E&T firması tekstil sektöründe faaliyet göstermekte olsun.  Adı anılan firma yaz sezonunun yaklaşmasıyla beraber ürün çeşitlerini ve üretim hacmini artırmayı planlamakta. Bu kapsamda ürettikleri projeksiyonlar 16 Ağustos tarihinde 50 ton pamuğa ihtiyaçları olacağı yönünde. Ancak firmanın satın alma birimi o tarihteki pamuk fiyatlarının, bugünkü (01 Ağustos) spot fiyatlardan yüksek olacağını öngörmekte ve durumu finans departmanı ile paylaşmaktadır.


Firmanın finans yöneticisi bu amaç doğrultusunda vadeli işlemler ve opsiyonlar borsasında (VOB) 16 Ağustos 2013 tarihinde 401F_CMCOT0813 kodlu Ege Standart 1 Baz Kalite Pamuk kontratı satın alarak (long), pamuk fiyatlarında gerçekleşecek  fiyat riskine karşı (yukarı yönlü risk)  koruma sağlamak istemiştir. Yani Fiyatların yukarı çıkması VOB’da kar, spot piyasada zarara neden olacak ve eğer doğru bir miktar satın alınmışsa nötrleşme sağlanacaktır. Satın alınan kontratın fiyatı 4,200 TL/kg’dır. Aynı tarihte spot fiyatı ise 3,500 TL/kg den işlem görmektedir. 16 Ağustos 2013 tarihi geldiğinde satın alma departmanının beklentileri gerçekle miş ve pamuk emtiasının spot fiyatı 3,600 TL/kg’a yükselmiş, 401F_CMCOT0813 kodl Ege Standart 1 Baz kalite Pamuk sözleşmesi ise VOB’da 4,270 TL/kg den işlem görmektedir.Bu durumda E&T Tekstil firmasının kar/zarar durumunu ve ne oranda korunma sağlayabildiğini hesaplayalım.


Öncelikle 50 ton pamuk stoku yapacak olan firmanın azami korunma oranı sağlayabilmesi için kaç adet sözleşme aldığını bulmalıyız.


Sözleşme Büyüklüğü: 1.000 kg (1 ton)
Stok için alınacak stok miktarı: 50.000 kg (50 ton)
50 ton / 1 ton = 50 adet

sözleşme satın alınmıştır. Aracı kuruma yatırılan teminat tutarı:
50*240=12.000 TL’dir.
Spot
Vadeli


    01.Ağustos.2013
50.000kg*3,500=175.000 TL
50adet*1.000*4,200=210.000 TL


    16.Ağustos.2013
50.000kg*3,600=180.000 TL
50adet*1.000*4,280=214.000 TL



175.000-180.000=-5.000 TL zarar
214.00-210.000=4.000 TL kar

Vadeli işlemde bir kazanç oluştuğundan vergi yükümlülüğü doğacak, ayrıca aracı kuruma ödenen komisyon sonucu işlem maliyeti kazançtan indirilmek durumunda kalınacaktır. Ancak fazla kafa karışıklılığı yaratmamak için bunları yok kabul edeceğiz.

Sonuç olarak sadece; -5.000 TL + 4000 TL = -1.000  TL zarar 

yazılacaktır. Dolayısıyla 4000/5000=%80’lik korunma oranı (Hedging Ratio) sağlanmıştır.


29 Temmuz 2013 Pazartesi

BIST100 - Kötü Senaryo


Bugün BIST100’e biraz farklı açıdan bakalım istedim. Yukarıdaki grafik BIST100’ün dolar bazında logaritmik olarak performansını göstermektedir. Dolar bazında bakmamızın sebebi özellikle Dolar/TL’nin istikrarsız olduğu dönemlerde daha güvenilir analizler sunmasıdır. Logaritmik olarak bakmamızın sebebi ise; bir grafik çok geniş perspektiften incelendiğinde logaritmik bakış açısının daha ayrıntılı olmasından kaynaklanıyor. Eğer Lineer inceleseydik (ki diğer tüm grafikler hep lineer olarak incelenmiştir ve genelde bu piyasada gördüğünüz grafiklerin %95’i lineer grafiklerdir) o zaman geçmişte yaşanan sert iniş ve çıkışların etkisini göremeyebilirdik.

Yukarıdaki grafik çok şey ifade ediyor aslında. Mavi dolgulu çemberler Dolar bazlı tarihi direnç noktalarını gösteriyor. Üçlü zirvenin ilkinde BIST100 50.000 dolardan 12.000 dolara kadar iniyor. Yani borsa kazançların %76’sını sadece 1 senede geri alıyor. Ne büyük travma!.. Burada bu denli büyük bir kaybın olmasını 2008’deki tarihi krizin körüklediğini vurgulamak gerekir. Ancak bir daha yaşanmayacağını garantileyebilecek biri var mı? Öyleyse şunu dinleyin; önümüzde 3 ay, önümüzdeki 3 yıl yada 7 yıl içinde benzer bir kriz mutlaka olacaktır (Peter Lynch’e saygılar).

Gelelim 2.mavi dolguya.. 2010’nun son ayları… Yine başka bir coşku... Dolar bazında 50.000’lerdeyiz. Herkes bu seviyenin kırılmasını beklerken, gariptir yine tam 1 yılda 27000’lerde dibi görüyoruz. Borsada düşüş %46’yı buluyor. %50’ye varan her düşüşte yalancı baharların yaşandığına da dikkat etmenizi isterim.

3. mavi dolgu ise son hikayemiz. Bunu çok ayrıntılı anlatmaya gerek yok, anılarımız hala çok taze. TL bazında 100.000’i geçeceğimizi söyleyen ne de çok kişi vardı. Çok şükür onlardan biri olmadım. Dolar bazında tarihi direnç, sadece 2. yatırım yapılabilir notunun gelmesiyle kırılamazdı. Üstelik 2.yatırım yapılabilir notunu alan ülke borsalarının düşüşe geçtiği bilinmesine rağmen. Grafikte sarı kesikli çizgi şuan ki seviyemizi gösteriyor.

Tarihi direncin ardından %25 düştük (ilk zirvede kayıp %75, ikincide %45 idi). %25 ciddi bir oran. Sarı kesikli çizginin denk geldiği 35000-37000 seviyesinin ne kadar ÖNEMLİ bir DESTEK olduğuna dikkatinizi çekmek isterim. Kötü senaryoda, eğer kırılırsa satışların nasıl sertleşeceğini tahmin etmemiz kolay olsa gerek. Önce 32000, sonrasında 29000 destekleri gündeme gelecektir. Bu da TL bazında önce 8.000 puanlık (yaklaşık 65000) bir düşüşü sonrasında ek olarak 6.000 puanlık (yaklaşık 60.000) bir düşüşü daha gündeme getirecektir.

93500’de iken tüm pozisyonlarımı kapatıp kırılıp kırılmayacağını beklemek ile geçmişti zamanım. Zaten kırılırsa en fazla birkaç bin puanlık kardan olurdum. Her zaman belli riskleri göze almak zorundasınızdır.  Sonrasında trene binmekten korkmamalıyız. Şuan da ise durum biraz daha riskli. Çünkü destekte beklemek daha güçlü bir psikoloji ve sabır ister. Kırılmasını beklersiniz. Kırılırsa ve eğer siz nakitteyseniz en mutlu sizsiniz, hissedeyseniz Vay Halinize!..


Son söz olarak; ben henüz Borsamızı zirveye taşıyacak hikaye göremiyorum. Aksine çok ciddi sorunlarımız var. Daha önceki analizlerimde vurgulamıştım (TCMB’nin faiz arttırmak yerine Döviz satım ihaleleri düzenlemesini eleştirdiğim yazıda bulabilirsiniz http://ekonofinans.blogspot.com/2013/07/baska-tcmb-yok.html?m=1