Uyarı

Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, benim kişisel görüşlerime dayanmaktadır.

2 Kasım 2014 Pazar

Hisse Analiz-Dikkat Çekenler

Bilanço dönemindeyiz. Yaklaşık 150 şirket 2014/09 dönemi finansal sonuçlarını açıkladı. Bize de analistler olarak açıklanan bilançolarına göre hangi şirketlerin atağa kalktığını araştırmak düşüyor. Daha önemli olan ve cevap bulması zor olan konu ise finansal performansındaki atağa rağmen hangi şirketlerin hala fiyatlanmadığı, yani, kısmen ucuz kaldığı. Öncelikle belirtmem gerekir ki bunun cevabı referans aldığınız döneme, değişkene, firmaya ve/veya sektöre göre değişkenlik gösterebilir. Benim finansal performansta atak yapanları bulmak için bu analizde yaptığım şey şu oldu; 

Geçen yılın aynı dönemine göre, şirketlerin net satış, net kar ve esas faaliyet karlarındaki büyüme oranını tespit etmek. 


Tespit ettiğim kağıtlar içinde temelden bağımsız fiyat hareketlilikleri olduğunu kendimce gözlemlediklerimi yapabildiğim kadarıyla ayıklamak.


Bunların borç oranına göre öz varlık karlılıklarını referans almak.


Son tahlilde, mevcut Piyasa Değeri/ Defter Değeri (PD/DD) oranına göre ucuz kalıp kalmadıklarına karar vermek. 


Analizimde eksik olan konular ise şunlar; 


Sabit iki dönemi kıyasladığım için bunların son finansal performansının ne kadar istikrarlı olduğu bilinmiyor. 


Ayrıntılı analiz yapılmadığı için son güçlü performansın devam edip etmeyeceği tartışmalı. 


Sadece PD/DD çarpanı dikkate alınmış olup, indirgenmiş nakit akımına göre analiz yapılmadığından hisseler ucuz kalmamış olabilir. Hatta pahalı fiyattan işlem görüyor olabilirler. 


Yukarıda eksik olduğunu düşündüğüm konuları dikkatinizi çeken hisselerde tamamlamaya çalılırsanız, hem doğru yatırımcı olmanın gerekliliğini yerine getirmiş olur, hem de gerçekten ucuz kalmış olabilecek bir hisseyi tespit etmiş olmanın mutluluğunu ve kazancını yaşayabilirsiniz.


Buna göre şimdiye kadar bilançosunu açıklayan 150'ye yakın şirket içerisinde, analizim sonucunda dikkate değer hisseler aşağıdaki gibidir; (sıralamanın önemi yoktur) 


MRDIN, BOLUC, HEKTS, DITAS, YATAS, BSOKE, SASA, AFYON, DMSASEGSER, BAKAB, BOSSA 

Hiçbiri alım tavsiyesi niteliğinde değildir. Herhangi birine yatırım yapıp zarar edebilirsiniz. Zaten SPK yönetmeliğine göre hiçbir kurum ya da kuruluş size getiri garanti edemez. Ediyorsa şüphe ile yaklaşın. 

16 Mart 2014 Pazar

Dünya Devlerinin Satranç Tahtası-Kırım

Kırım uzunca bir süredir küresel endişelerin merkezi konumunda. Dünya devleri ülkeyi adeta satranç tahtasına döndürdüler. Ukrayna’nın %79 oy oranı ile başa geçen lideri Yanukoviç’in, yakın zamanda ülkeden kaçışıyla doruk noktaya ulaşan olaylar sonucunda  bugün Kırım’da çok önemli bir referandum yapılıyor. Kırım halkı Rusya’ya katılıp katılmayacağının kararını verecek. Sonuçların saat 20:00′de açıklanması bekleniyor. Rusya’ya dahil olunmaması durumunda, Kırım özerk olarak Ukrayna’da kalmaya devam edecek.
Kırım’ın %60′a yakını Rus’lardan oluşuyor. Rus çoğunluğunun yanı sıra aşırı milliyetçi akımdan korkan ve daha iyi bir ekonomiyi arzulayan kesim de Rusya’ya dahil olmak istiyor. Dolayısıyla bugünkü sonuçların Rusya lehine çıkması bekleniyor. Ancak referandumun sonuçlanması herşeyin normalleşmesi anlamına gelmiyor. Çünkü AB ve ABD, Kırım’ın Rusya’ya dahil olmasına kayıtsız kalmayacak. Önemli yaptırımlar, ambargolar, bazı önemli kişilerin mal varlığına tedbirler ve banka kredilerinde sınırlamalar ardı ardına gelebilir. Rusya’nın ihracatının %15′inin AB ile olduğu düşünüldüğünde söz konusu yaptırımların Rusya için ne denli önemli hale geldiği anlaşılabiliyor. Küresel enerji kaynağının önemli gücü Rusya’nın da tepkisiz kalması çok zor.
Daha zayıf bir ihtimal olmasına karşın, referandum sonucu olarak Kırım Ukrayna’da özerk olarak kalırsa yine piyasaları ve Kırım halkını “mutlu son” beklemiyor. Özgürlük Meydanı’nı (Maidan) dolduran ve onlarca ölü vermelerine karşın Maidan’ı bırakmayan aşırı milliyetçi ve anti-Rus kesimin Rus olanlara karşı güzel duygular beslediği söylenemez. Olaylar süresince belki de doğanın kanunu gereği daha da aşırılaşan karşıtlar, Rusça konuşulmasını yasaklamayı planlıyor. Kırım’ın %80′e yakını ise Rusça’yı anadili olarak görüyor. Maidan’da dahi Rusça konuşanların tartaklandığı biliniyor.
Kırım’da “aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık” atasözü durumu çok güzel özetliyor. Referandum sonrası yaşanılacak süreç piyasaları germeye devam edecek. Özellikle altın ve petrolde önemli hareketlilikler gözlenebilir.


14 Şubat 2014 Cuma

BIST100 Analiz


Son dönemlerde dolar kuru ile yüksek ters korelasyona sahip olan endekste dün de küresel piyasalara ve dolar kuruna bağlı hareketler sonucu %1.16'lık değer kaybı yaşandı. Gün sonu kapanış değeri 63.764 olarak gerçekleşti. Beklentilere paralel olarak boşluklu açılış yapan BIST100 63500-63750 destek aralığına tutundu. Ancak 64000 seviyesinin altındaki kapanış teknik açıdan olumlu bir görüntü çizmedi. Bugün de söz konusu destek önem arz ediyor. Olası alım yönlü tepkilerin ilk etapta 64400 civarında bulunan boşluğu kapamasını bekliyorum, ancak 65500 direncinin kırılması için henüz yeterli sebep görmüyorum.

Bugün Asya piyasaları Çin’de tüketici fiyatlarındaki artışın ve zayıf gelen ABD verilerinin etkisiyle yükseliş eğiliminde olduğunu görüyoruz. Japon Nikkei225 endeksi negatif ayrışıyor. ABD borsaları ise, dün açıklanan verilerin beklentileri karşılayamamasına rağmen primli kapanış yaptılar ancak, bugün vadeliler %0.12-%0.25 ekside. Dolayısıyla bu sabah açık olan piyasalar bugünkü BIST100 açılışı konusunda net bir yön vermiyor. 

Bugün bitecek olan FATF toplantısında Türkiye; Suriye, Endonezya, Pakistan gibi ülkelerle birlikte gri listede yer alırken, FATF'ye göre bu ülkeler para aklama konusunda yeterince çaba sarf etmemekteler. FATF’nın kara listesinde sadece İran ve Kuzey Kore var. Türkiye'nin bu listeye alınmasını beklemiyorum ama koyu gri listeye alınması dahi önemli sorunlar yaratabilir. 

3 Şubat 2014 Pazartesi

Dolar Kurunda Yükseliş Hikayesi Bitmedi - USDTRY


Uzun zamandır analiz yapmanın neredeyse imkansız hale geldiği Dolar/TL’de anlamlı sonuçlar vermeyeceğinden veya net bir yön çizilemeyeceğinden analiz yapamamaktaydım. Ülke olarak da; siyasi gerginliğin, TCMB’nin etkinsizliğinin ve FED’in çıkış sürecinin Dolar kurunu nereye kadar taşıyacağını korkulu gözler ile izler durumdaydık. Neyse ki yeni zirve 2.39 civarında oluştu. Bunda, grafikte de belirttiğim üzere, TCMB’nin “Ben Buradayım” mesajının büyük rol oynadığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Geçmişi detaylandırmayıp, dolar kuruna yönelik gelecek beklentilerimi belirtmek isterim.

Öncelikle Dolar/TL’de ilk şoku atlattık. Dolar grafiğindeki dalga boyları bunu net şekilde ortaya koyuyor. “Üçgen formasyon” şeklinde yorumlanan oluşumu da gözlemleyebiliyoruz. Üçgen formasyon oluşumlarının sert bir şekilde kırılacağı düşünülür. Dolayısıyla formasyonun hedefi kısa zamanda 2.24 desteği kırılırsa aşağıda 2.18; 2.29 direnci kırıldığında ise yukarıda 2.35 hedefleri bulunuyor. Bu oluşumu önemsiyorum ve belirttiğim destek ya da dirençler kırılırsa aynı yönde söz konusu hedeflere doğru pozisyon alınmasının mantıklı olabileceğini düşünüyorum. 

1. Senaryo: Ancak üçgen formasyonun kırılması, Dolar kurunun bundan sonra aynı yönde ve aynı şiddette devam edeceği anlamına gelmez. Aksine yukarı yönlü kırılmada TCMB’nin tekrar devreye girmesi sürpriz olmaz. Bu senaryoda düşüş trendinin sarı bölgedeki kanal içerisinde 2.23’e kadar devam edebileceğini sanıyorum.  Bu andan sonra dolar kuru tekrar dengelenip yukarı yönlü eğimle 2014 yılını tamamlayabilir.

2. Senaryo: Aşağı yönlü kırılmanın etkisinin kalıcı olmayacağını ve geçici bir “trade etkisi” yaratacağı inancındayım. 2.20’nin altına sarkan dolar kuru tekrar yükselerek yeşil bölgedeki kanal içerisinde hareket edebilir.

Sonuç olarak “aşağı” ya da “yukarı” yönlü ani bir sert dalgalanma ihtimaline karşın, Dolar kurunun her iki ihtimalde de 2.20-2.30 arasında dengeye ulaşabilir ve 2014 yılında yükselen trend desteğinin kırılma ihtimali düşük görünmektedir. Buna sebep olarak FED’in çıkış sürecini gösterebiliriz. Bilindiği üzere tahvil alımı tam da beklenildiği gibi kademeli olarak azaltılmakta ve yüksek ihtimalle 2014 yılında sona erecektir. Ancak dolar kurunun yükseliş hikayesinin “tapering” ile sona ermesi beklenemez. Çünkü henüz neredeyse hiç fiyatlanmamış “FED faiz artırımı” süreci var. 


14 Ocak 2014 Salı

ABD'de Son Durum: Borsalardaki Satışın Sebebi Ne?


Alcoa'nın karını açıklamasıyla başlayan bilanço sezonu bu hafta daha da hız kazanacak. 29 S&P500 şirketinin bu hafta bilanço açıklaması bekleniyor. ABD'de açıklanacak bilançolar öncesinde haftanın ilk işlem gününde satışlar etkili oldu. S&P500, Dow Jones ve Nasdaq'ın üçü birden %1'in üzerinde değer kaybı yaşadı. 
Atlanta Fed Başkanı Dennis Lockhart'ın tahvil alımında 10 milyar dolarlık azaltımı desteklediğini söylemesi de satışlara destek olmuş olabilir. Uzun soluklu ralli yaşayan ABD borsalarında bugünkü satışlar için kar realizasyonu diyen analistler de var. Ama gerçek şu ki 2014 yılına ABD borsaları henüz alışabilmiş değil.

Bugün Aralık ayı perakende satışları açıklanacak. Perakende satışlarda herhangi bir değişimin olmayacağı tahmin ediliyor. Otomotivden arındırılmış veride ise %0.4'lük artış olacağı sanılıyor. Perakende satışlarda otomotivin hariç tutulması önemli. Çünkü fazla oynak yapıya sahip otomotiv sektörü veride bozulmalara yol açabiliyor. 

Bunun yanı sıra, işsizlik oranındaki gerilemeye ek olarak vergi gelirlerinin de artmasıyla ABD rekor düzeyde (53.2 milyar dolar) bütçe fazlası verdiğini açıkladı. Geçen sene ABD büttçesi açık vermişti. 

12 Ocak 2014 Pazar

Gram Altın Analizi: Siyasetin Dediği Olur!..

Daha önce ons bazında Altın analizi bir kaç kez yaptım, bu defa gram/TL cinsinden altın analizi yapmak istedim. Çünkü gram bazında incelendiğinde biraz daha farklı detaylar ön plana çıkmakta. Özellikle Dolar/TL'nin seyri fiyatlamaya doğrudan etki etmektedir. Bu noktada analizimize iki açıdan bakacağız.



Bunlardan ilki Ons bazında Altın analizi, ikincisi ise Dolar/TL analizi olacak. Altının onsu geçtiğimiz hafta tarım dışı istihdamın ummadık şekilde 200 binin oldukça altında 74 bin olarak açıklanması "acaba tapering de agresif olunamayacak mı" algısı yarattı ve 1250 dolara yakın seviyeden kapanış yaptı. Söz konusu yükseliş daha öncede belirttiğim üzere 1270 civarında bulunan direnci aşmamasından dolayı anlamlı bulmuyorum. Daha doğrusu yukarı yönlü trend başladı demek için yeterli değil. Altına olan fiziki talebin de kısmen arttığı bir ortamda hala tapering ile gelen tepkilerin bu denli cılız olması, neden uzun zamandır Altın için karamsar olduğumu kısmen ifade ediyor. "Tapering'de azaltım yavaşlayacak" iyimserliğiyle yükselen Altın'a da bu anlamda ne kadar güvenilebilir ki? Dolayısıyla 1200-1220 civarındaki desteği önemsemekle beraber Altın için karamsarlığımı koruyorum ve Altın'ın 1200-1270 arasında dalgalanacağı varsayımıyla hareket ediyorum. 


Gelelim ikinci aşamaya.. Dolar/TL'nin seyrinin gram Altına doğrudan etki ettiğini söylemiştim. Birazdan kullanacağım ifade çok önemli: dolar endeksindeki harekete paralel şekilde dalgalanan Dolar/TL'nin fiyatlamaya bir etkisi olmaz. Böyle bir durumda ons Altın nereye giderse gram Altın'ın da o yönde gitmesi beklenebilir. Yani biz Dolar/TL'yi incelerken "dolar endeksinden hangi yönde ne kadar şiddetle sapma gösteriyor?" sorusunun cevabını arıyor olacağız. Dolayısıyla TL'deki negatif yada pozitif ayrışmalar önem arz ediyor. 

Kurun üzerinde bilindiği üzere siyasi gerginliğin ve taperingin baskısı var. 2 faktörde kuru yukarı doğru itiyor. Tapering yönlü baskıyı ayrı bir kefeye koymak gerekiyor. Ayrıca incelemeye de gerek yok. Çünkü taperingin etkisi sadece TL'yi değil, dolara karşı diğer tüm para birimlerini etkiliyor. Bu da dolar endeksi üzerinde yukarı yönlü etki yaratmakta olup, zaten ons bazında incelediğimiz Altın fiyatlamalrının içinde bulunuyor. Yukarıda da vurguladığım gibi bizi asıl ilgilendiren TL'nin dolar endeksinden negatif ya da pozitif ayrıştığı noktaların tespitini iyi yapmak. Bu açıdan bakınca tüm değişkenlerin bizi tek yöne götürdüğünü görüyoruz: Siyasi gerginlik!.. Sürekli rekor kıran kurun en büyük destekçisi .. Bir de buna TCMB'nin zayıf hamleleri de eklenince TL'deki değer kaybı had safhaya çıktı. Tam da bu sebeplerle diğer para birimlerine kıyasla TL Dolara karşı çok daha fazla değer kaybetti.

Bunun sonucu olarak gram Altın'da yükselişler gözlendi. 86'nın üzerine çıktık. Bundan sonraki dönemde ons Altın'da yataylaşmanın devam edeceğini öngördüğümden dolayı, dolardaki tahminlerin önem arz ettiğini belirtmeliyim. Siyasi gerginlik son noktaya geldi mi? En kötüsünü gördük mü? Yoksa seçimler öncesi henüz herşey daha yeni mi başlıyor? İşte bu sorulara ben cevap verip, sizin değerli düşüncelerinize yön vermek istemiyorum. Sadece vereceğiniz cevabın gram Altındaki etkilerini açıklamak isterim. Eğer henüz herşey daha yeni başlıyorsa, gram Altın'da hikaye bitmiş sayılmaz 3 ay içinde 1220 desteği kırılmadıkça 90 TL'yi görmemek neredeyse imkansız. Yok eğer daha fazla negatif ayrışamayız diyorsanız ve artık bu gerginliğin daha da büyümesi sizce mümkün değilse 80-87 gram/TL arasında dalgalanmanın devam etmesi yüksek ihtimal. Siyasi gerginliğin sona erme ihtimalinde dahi Dolar TL'de 2.06'nın altını beklemiyor olmam gram Altın'da 80 desteğinin güçlü kalacağına olan inancımın temelinde yatan ana sebeptir. 

Yukarıdaki analizimde öngörülerim ve yaptığım tahminlerden daha önemli olan kısımlar, gram Altına bakış açısının nasıl olması gerektiği ile ilgili olan kısımlardır. Buna daha fazla önem vermenizi tavsiye ederim. Umarım faydalı bir çalışma olmuştur..