Uyarı

Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, benim kişisel görüşlerime dayanmaktadır.

FED etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
FED etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

3 Şubat 2014 Pazartesi

Dolar Kurunda Yükseliş Hikayesi Bitmedi - USDTRY


Uzun zamandır analiz yapmanın neredeyse imkansız hale geldiği Dolar/TL’de anlamlı sonuçlar vermeyeceğinden veya net bir yön çizilemeyeceğinden analiz yapamamaktaydım. Ülke olarak da; siyasi gerginliğin, TCMB’nin etkinsizliğinin ve FED’in çıkış sürecinin Dolar kurunu nereye kadar taşıyacağını korkulu gözler ile izler durumdaydık. Neyse ki yeni zirve 2.39 civarında oluştu. Bunda, grafikte de belirttiğim üzere, TCMB’nin “Ben Buradayım” mesajının büyük rol oynadığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Geçmişi detaylandırmayıp, dolar kuruna yönelik gelecek beklentilerimi belirtmek isterim.

Öncelikle Dolar/TL’de ilk şoku atlattık. Dolar grafiğindeki dalga boyları bunu net şekilde ortaya koyuyor. “Üçgen formasyon” şeklinde yorumlanan oluşumu da gözlemleyebiliyoruz. Üçgen formasyon oluşumlarının sert bir şekilde kırılacağı düşünülür. Dolayısıyla formasyonun hedefi kısa zamanda 2.24 desteği kırılırsa aşağıda 2.18; 2.29 direnci kırıldığında ise yukarıda 2.35 hedefleri bulunuyor. Bu oluşumu önemsiyorum ve belirttiğim destek ya da dirençler kırılırsa aynı yönde söz konusu hedeflere doğru pozisyon alınmasının mantıklı olabileceğini düşünüyorum. 

1. Senaryo: Ancak üçgen formasyonun kırılması, Dolar kurunun bundan sonra aynı yönde ve aynı şiddette devam edeceği anlamına gelmez. Aksine yukarı yönlü kırılmada TCMB’nin tekrar devreye girmesi sürpriz olmaz. Bu senaryoda düşüş trendinin sarı bölgedeki kanal içerisinde 2.23’e kadar devam edebileceğini sanıyorum.  Bu andan sonra dolar kuru tekrar dengelenip yukarı yönlü eğimle 2014 yılını tamamlayabilir.

2. Senaryo: Aşağı yönlü kırılmanın etkisinin kalıcı olmayacağını ve geçici bir “trade etkisi” yaratacağı inancındayım. 2.20’nin altına sarkan dolar kuru tekrar yükselerek yeşil bölgedeki kanal içerisinde hareket edebilir.

Sonuç olarak “aşağı” ya da “yukarı” yönlü ani bir sert dalgalanma ihtimaline karşın, Dolar kurunun her iki ihtimalde de 2.20-2.30 arasında dengeye ulaşabilir ve 2014 yılında yükselen trend desteğinin kırılma ihtimali düşük görünmektedir. Buna sebep olarak FED’in çıkış sürecini gösterebiliriz. Bilindiği üzere tahvil alımı tam da beklenildiği gibi kademeli olarak azaltılmakta ve yüksek ihtimalle 2014 yılında sona erecektir. Ancak dolar kurunun yükseliş hikayesinin “tapering” ile sona ermesi beklenemez. Çünkü henüz neredeyse hiç fiyatlanmamış “FED faiz artırımı” süreci var. 


10 Ekim 2013 Perşembe

Dolar - Altın (Günlük Yorum 10 Ekim)

Dolar/TL Kanal Direncini Kıramadı



Dün Dolar/TL 1.9920'de bulunan alçalan kanal direncini kıramadı ve yükselişler cılız kaldı. Daha önceki kısa vadeli bant olan 1.9880-2.0120'deki hareketlerin artık yerini 1.9800-1.9920 aralığına bıraktığını söylemek mümkün.

2.00 seviyesinin aşılması artık 1.9920 direncinin kırılmasıyla gündeme gelebilir. Aksi halde FED'in Ekim ayında da azaltım yapmayacağı beklentisi ile TL değer kazanmaya devam edebilir. Dolar kuru için teknik göstergeler de bu dönemde temel verilerle uyumlu hareket etmektedir. Çok kısa vadede sabah saatlerinde meydana gelen teknik aykırılık bugün 1.9900’a yeni bir çıkış olabileceği izlenimi yaratıyor.


Altın (ONS) 



Altın, 1320-1330 aralığında dalgalandığı dönemde 1330'da bulunan direncini çok defa denemesine rağmen kıramayınca dün teknik olarak düşüş yaşadı. Dün 1322'den güne başlayan altın 1305 desteğini kırdıktan sonra bir sonraki destek seviyesi olan 1290'a oldukça yaklaşarak 1294’e kadar gerileme yaşadı.

Altın bugün 1305’te bulunan direncini aşabiilirse, long pozisyon alnarak 1310-1315 civarı hedef olarak belirlenebilir. Bu durumda 1297 stop olarak belirlenmelidir.

Enflasyon Merkez Bankaları'nın Politikalarına Yön Veriyor

Dün en yüksek %,7.95 en düşük %7.93 seviyelerini gören 2 yıl vadeli gösterge kıymetin bileşik faizi yatay seyir izleyerek günü %7.95’ten kapattı. ABD 10 yıllık tahvil faizleri ise %2.69 civarından işlem görmekte.


Bunun yanı sıra Güney Kore Merkez Bankası ülkedeki tarihi düşük enflasyon seviyesini fırsat bilerek politika faizinde değişikliğe gitmedi. Mayıs ayında da büyümeyi desteklemek için faiz indirimine gidilmişti. Brezilya Merkez Bankası ise  ülke para birimi olan realdeki değer kaybının enflasyon üzerindeki baskısından dolayı 5.kez faiz arttırımına gitti.

1 Ekim 2013 Salı

ABD Kepenk Kapattı da N'oldu?

Dün ABD'de senato; sağlık reformunun bir yıl ertelenmesi ile ilgili tasarıyı reddetti ve ABD hükümeti kepenk kapatmış oldu. Dün S&P tarafından yapılan açıklamada Borç tavanı sorunu not görünümünü etkilemez dendi. ABD´de federal hükümet memurlarının yaklaşık yüzde 40´ı (yaklaşık 825 bin memur) zorunlu görev bırakacak. Ayrıca ABD'nin bütçe konusundaki anlaşmazlığının günlük maliyetinin 300 milyon doları bulabileceği konuşuluyor. Cuma tarım dışı istihdam verileri dahi yayınlanmayabilir.”

Bu sabah piyasalara baktığımızda havanın ılımlı olduğunu ve herhangi bir sert hareketlilik yaşanmadığını görüyoruz. Dolar kuru sakin, Asya'da panik yok, Altın'da hareketler temiz, ABD vadelileri primli.

Dolayısıyla Bugün Bist100’de de 73500 desteği önemini korumaya devam edecektir. Olası düşüşler 70.000-73500 aralığında alım fırsatı olarak değerlendirilebilir. Ancak önümüzdeki dönemde 70.000’in aşağısı paniğe sebep olur.

Dün ABD'de senato; "Obamacare" olarak bilinen Obama'nın sağlık reformunun bir yıl ertelenmesi ile ilgili tasarıyı reddetti ve ABD hükümeti kepenk kapatmış oldu. ABD hisse senedi endeksleri hükümetin bugün çalışamaz duruma gelebileceği endişesiyle günü ekside kapatmışlardı.
S&P 500 endeksi %0,60 değer kaybederken, Dow Jones % 0,84 kayıpla günü tamamladı. Nasdaq endeksi ise % 0,27 oranında düşüş yaşadı.

S&P: "Borç tavanı sorunu not görünümünü etkilemez"
Borç tavanı endişelerinin gölgesinde S&P'den gelen açıklama piyasaları sınırlı da olsa rahatlattı. Yapılan açıklamada, ABD borç tavanına ilişkin süren tartışmaların ülkenin notunu değiştirmesinin muhtemel olmadığı kaydedildi.
Dün açıklanan Chicago PMI 54 olan beklentilerden daha iyi gelerek 55.7 olarak açıklandı ve 4 ayın zirvesine çıkmış oldu. Bugün ise günün en önemli verisi olarak ISM imalat endeksi öne çıkıyor. Daha önce 55.7 olarak açıklanan veri için beklentiler 52.4-56.5 aralığını işaret ediyor. PMI verilerine benzer olarak ISM imalat endeksinin de 50’nin üzerinde gelmesi genişlemeyi işaret etmektedir.

Harvard Üniversitesi ekonomi profesörü ve eski Ekonomi Danışmanları Konseyi Başkanı Martin Feldstein'a göre Fed´in mevcut politikası ancak 2014 yılında tahvil azaltımının başlayacağını gösteriyor. Dolayısıyla, Feldstein, Fed´in gelecek yıla kadar aylık 85 milyar dolar düzeyindeki tahvil alımlarını olduğu gibi devam edeceğini düşünüyor.

Bank of America (BofA) satış ağırlıklı bir dönem bekliyor.

BofA raporunda geçtiğimiz Cuma itibariyle yatırımcının gerilimin arttığı kaydedildi. Riskli varlıkların baskı altında olduğu vurgulanan raporda tahvil piyasasının tekrar güvenli liman olarak öne çıkabileceği düşünülüyor.  Ayı tarafında 10 yıllıklarda yüzde 2.54-2.46 seviyeleri beklenirken boğa tarafında ise yüzde 2.76-2.78 seviyesi öngörülüyor.

23 Eylül 2013 Pazartesi

Dolar / TL - (USDTRY) - Analiz

Dolara yatırım yapmak isteyenler ya da sürekli olarak işin gereği olarak döviz borçlusu-alacaklısı konumunda olanlar için USDTRY (Dolar/TL) ‘yi incelemek istedim.


Öncelikli olarak belirtmem gereken konu TCMB’de (T.C. Merkez Bankası) var olan bilgilerin hiçbir finansal kuruluşta olamayacağıdır. Dolayısıyla TCMB Başkanı Sn. Erdem Başçı’nın yıl sonu için hedef gösterdiği 1.92 TL’nin en önemli hedef olduğunu belirtmek gerekir. Ancak bu hedefin doğrudan Sn. Başçı’ya ait olduğunu ve TCMB kayıtlarında böyle bir hedefe yer verilmediğini unutmayalım.

Merkez Bankaları zaman zaman Dövize Sn Başçı’nın yaptığı gibi “sözel” müdahalelerde bulunmakta ve piyasayı bu anlamda speküle edebilmektedir. (Buradaki speküle ifadesi olumsuz algılanmamalıdır).


Teknik olarak incelendiğinde ise 3 kanal dikkat çekmektedir. Her kanal ayrı bir vadeye işaret etmektedir. Yeşil renkli kesik çizgili kanal “Uzun Vade”, beyaz renkli kanal “Orta Vade” ve kırmızı renkli kanal “Kısa Vade”yi göstermektedir. Yatırımcılar, doları, kendi risk profillerine göre ya da elindeki işin niteliğine göre belirttiğim vadelerde takip edebilirler.

Kısa vadedeki toparlanma güçlü görünüyor. FED’in (Amerika Merkez Bankası) tahvil alımlarına 85 milyar dolarla aynen devam etme kararı USDTRY’yi 1.95’in altına düşürdü. Ancak bu karara rağmen Dolar hızla 1.99’a kadar yükseldi. Şuan 1.9880’den işlem gören Dolar’ın kısa zamanda tekrar 2 TL’nin üzerine çıkması muhtemel. Ancak mevcut seviyede 200 saatlik değişken hareketli ortalama direnci var. 1.9730 ise en yakın destek olarak göze çarpıyor.

Orta vadede Başçı’nın sözel müdahalesi ve Dolar’ın diğer tüm para brimlerine karşı değer kaybetmesinin etkilerini gözlemliyoruz. Orta vadede kanal hedefi güçlü toparlanmanın da desteğiyle 2.02 TL’yi gösteriyor. Düşüşlerin ise sınırlı olabileceği izlenimi yaratıyor ve bu durumda 1.9600’nın altına sarkma olması çok muhtemel görünmüyor. 

Uzun vadede ise yönümüz yine yukarı. Doların 2.05 TL’ye uzun vadede (belki yıl sonuna kadar) gelmesi beklenebilir. Ancak uzun vadeli düşünüyorsak TCMB politikalarını da dikkatle takip etmeliyiz. Olası faiz artırımları Uluslar arası Fisher etkisi yaratması beklenebileceğinden yükseliş senaryosunu iptal edebilir ve 1.9500 gündeme gelebilir. TCMB'nin hali hazırda gündeminde faiz artırım kararı bulunmamaktadır. Ayrıca dünyayı dolara boğan FED’in yavaş yavaş bu paraları çekmeye karar verdiğini de unutmayalım. Bu durum da dolara olan talebi arttıracağından 2.05 hedefini kuvvetlendirmektedir.

Özetle;
Kısa vade bant aralığı: 1.9730-2.00
Orta vade bant aralığı: 1.96 - 2.02
Uzun vade bant aralığı: 1.95 – 2.05

Not: Uzun vadede kanalın alt bandı olan 1.95’in çok yakın bir hedef olması dikkatinizi çekmiş olabilir. Bunun kırılması durumunda sırasıyla 1.92 ve 1.90 takip edilmelidir.

Bist100 Analiz

Herhangi bir grafikte sert iniş çıkışlar belirdiğinde, TEPE ve DİP seviyeler herkesçe kabul gördüğünde kullanılacak bir numaralı enstrüman bellidir: "Fibonacci" 

Dip-tepe noktalarının kısa zamanda oluşumu ve ikisi arasındaki dalga boyunun fazlasıyla büyük olması krizin başka bir tanımı olarak görülebilir. Küçük yada büyük ortada kriz diye adlandırabileceğimiz bir durum varsa mantıklı işlemler azalmış demektir. Böyle durumlarda zarar her zamankinden daha fazla olur. Mantık yerini duygusallığa bırakmış, inandığınızı söyleyemez, söyleseniz de tersini sıkça yaparsınız. İşte böyle bir anda grafiklerin dilinden ve toplumun psikolojisinden en iyi Fibonacci anlar. Ekonomiyi çok iyi takip etsek dahi teknik oluşumları gözden kaçırmamak gerekir. Çünkü maalesef tam piyasadan söz edemiyoruz ve bilgiler kısıtlı. Herşeyi bilemediğimiz sürece teknik analizden vazgeçemeyiz.

   

22 Ağustosta twitter hesabımdan yukarıdaki grafiği paylaşmıştım. O sıralar borsa 70.000 deydi. Yukarıdaki seviyelerin o dönem için hayati destek ve direnç seviyeleri olduğunu belirtmiştim. Dönüp "Hangi seviyeler akılda kaldı?" diye sorduğumuzda ilk olarak gerçekten de 70.000 desteği öne çıkıyor. Kırıldığında durum içler acısıydı. 68000'de destekler olduğu söylense de çalışan tek desteğin 65000 olduğunu hatırlayalım. Bir kez sarkma oldu ancak 63 binlerden gelen tepki sert oldu. Öyle ki ilk oyalanma tekrar 70.000-72000 aralığında oldu, sonrasında "Summers" ın adaylıktan çekilmesiyle 75000-75500 aralığında kaldık. Şuan ise FED'in de desteğiyle 80.000'i aştık ve hafif düzeltmesini yaşıyoruz. Yeni zirvemiz 80.000-81.000'de oluştu. Sonuç olarak söz konusu seviyeler bir bir rüştünü ispatladı. Teknik bunları söylerken başka bir şey ile ilgilenmedi. Bizim yapacağımız ise trendleri iyi takip edip destek ve dirençlerde pozisyon tazelemek olmalı. 

"Bence bu direnç kırılır" şeklinde akıl yürütmeler istesek de istemesek de yapacağız elbet. Ancak burada önemli olan kırılmaması durumunda sırasıyla: 
1. Yanlış düşünmüşüm 
2. Pozisyon değiştirmeliyim-Beklemeliyim 
3. O halde zarara katlanmalıyım

diyebilmektir. 

1 ve 2 nolu hamlelerde yatırımcılar genelde problem yaşamasa da 3 nolu hamle için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Stop/Loss'lar belirleyemiyorsanız ve belirlemenize rağmen riayet edemiyorsanız, hele de çok kısa vadeli yatırımları tercih ediyorsanız, üzgünüm ama bence bu sevdadan vazgeçin!... Yeni bir kısa vadeli zirve oluştuğundan sağlıklı bir analize tekrar ihtiyaç doğdu. Bist100'de son dönemlerde sıkça rastladığımız yeni bir Boşluk (gap) oluştu. Bunun önemini bilmeyenler için kısaca belirtmek gerekir ki teknik analizciler bu boşluğun er yada geç bir gün mutlaka dolacağını söyler. Gerçekten de büyük bir yüzdeyle bu boşluğun dolduğu görülür. Ancak dolmayan boşluklara da rastlanmaktadır. Dolayısıyla ilk etapta bu boşluk dolacaksa 75000'e gerileme beklemeliyiz. Ancak boşluk dolmaz da yeni bir zirve olursa, bu boşluğun kısa zamanda dolmaması yüksek ihtimaldir. 

Son dönemlerde veriye aşırı duyarlı hale gelen borsamızda veri takip etmeye de devam edeceğiz. Perşembe gününe kadar ABD'de dayanıklı tüketim malları ve yeni konut satışları etkili olacak. Ancak bu haftanın yıldızı yine Perşembe günü açıklanacak işsizlik maaşı başvurularına ek olarak ABD büyüme verileri olacak. Ancak son iki haftaya nazaran söz konusu verilerin etkilerinin daha az olmasını bekliyorum. Çünkü veriler iyi ya da kötü gelse dahi Ekim'de azaltım olur mu-olmaz mı şeklinde yorumlar sınırlı kalır. Bernanke bir kaç gün önce verilerin yeterli olmadığından bahsetmişken açıklanacak bir kaç veri FED'in tavrını değiştirmeyecektir. En azından beklenti bu yönde olacaktır. 

Yeni haftanın güzel kazançlar getirmesi dileğiyle...

19 Eylül 2013 Perşembe

FED Tahvil Alımını Azaltmadı

"FED, tahvil alım miktarına azaltım yapmadan devam etme kararı aldı. Kararın ardından Dow Jones ve S&P 500 tarihi zirve seviyeden kapanış yaptı. ABD 10 yıllık tahvil faizleri yaklaşık 10 puan geriledi. Bernanke yaptığı konuşmada “Ekonomik görünüm daha fazla güven kazanır ise, azaltım bu yıl içinde olabilir” şeklinde ifadeler kullandı. Bugün yine kaldığımız yerden işsizlik maaşı başvurularını ve mevcut ev satışlarını takip etmeye devam ediyor olacağız."

Dün sona eren toplantının ardından FED, tahvil alım miktarına azaltım yapmadan devam etme kararı aldı. Son genişleme ile beraber FED aylık 85 milyar dolarlık tahvil alımı gerçekleştiriyordu. Piyasada genel beklenti 10-15 milyar dolarlık bir azaltımın dün başlayacağı yönündeydi. Dolayısıyla dünkü gelişme “sürpriz” olarak nitelendirildi.

Kararın ardından Altın hızla 1300’lü seviyelerden 1350’ye sıçrarken, Dolar/TL 1.95’in altına sarktı. Benzer etkiler ABD hisse senedi piyasalarında da yaşandı. Dow Jones ve S&P 500 tarihi zirve seviyeden kapanış yaptı. ABD 10 yıllık tahvil faizleri yaklaşık 10 puan geriledi.

Tahvil alımının yanı sıra FED gelecek adına öngörülerini de paylaştı. FED yetkilileri büyümenin 2013'de yüzde 2.0-2.3, 2014'te yüzde 2.9-3.1 ve 2015'de yüzde 3.0-3.5 olmasını beklerken; işsizlik oranının 2013'de yüzde 7.0-7.1, 2014'te yüzde 6.4-6.8 ve 2015'de yüzde 5.9-6.2 olacağını öngördü.

Karar sonrası Bernanke’nin konuşması dikkatle takip edildi.
Konuşmada en çok dikkat çeken konu; Bernanke’nin “işsizlik oranının kabul edilebilir seviyelerin üzerinde”  ve buna rağmen “ekonomik görünüm daha fazla güven kazanır ise, azaltım bu yıl içinde olabilir” şeklindeki ifadeleri oldu. Bernanke ayrıca, önümüzdeki toplantılarda temel görünümün tahvil alımlarında azaltımı gerektirip gerektirmediğine bakacaklarını söylerken, istihdam piyasasında iyileşme olduğunu ancak cari şartların tatmin edici olmadığını belirtti.

Faiz oranları beklendiği gibi %0.25’te sabit bırakıldı.        
FED, ekonomide ilerlemenin sürdürülebilir olduğunu görene kadar bekleme kararı aldı. FED'in 17 yöneticisinden 14'ü faiz oranlarını 2014 sonunda %0.25 veya altında olarak tahmin etti.

ABD’de Konut Piyasası
ABD’de inşaat izinleri 950,000 olan beklentilerin altında kalarak 918,000 olarak açıklandı ve konut piyasasında kötüleşmeye işaret etti. Bugün ise işsizlik maaşı başvuruları (beklenti:341,000) ve mevcut ev satışları (beklenti: 5.25 milyon TL) takip edilen veriler olacak.

15 Eylül 2013 Pazar

Bist100'e Bu Seviyeden (71600) Girilir mi?


Geçen hafta başında hisse senetlerine yatırım yapmaya karar verenler hafta boyunca ortalama %6.5 getiri elde ettiler. Suriye'de askeri bir müdahalenin öncelikle sınırlı olması fiyatlanırken, değişen politik rüzgar BİST100'e fazlasıyla destek oldu. Şuan hiç kimsenin Suriye'ye müdahale olup olmayacağı konusunda net bir fikri yok, ancak "güçlü" tahminleri var. Nedendir bilinmez, tahmini neredeyse imkansız olan olaylara yönelik, insan fıtratı gereği, kendinden çok daha emin şekilde yorumlarda bulunur. İnsanın kendini kandırması için kazanılmış otokontrol sisteminin bir yansıması olabilir. 

Tahminler üzerinde tartışılabilir ancak tartışmasız olan bir durum varsa o da geçen hafta Suriye krizinin ertelenmiş olmasının bir coşkuya neden olduğudur. Peki borsaya buradan girilir mi (71600)? 

Cevabım şudur ki; Borsaya her seviyeden girilir. Örneğin Özak GYO kazandığı ihalenin ardından bu hafta %100'ün üzerinde prim yaparken, Ford Otosan kamuya açıklanmış kayda değer hiç bir haber yokken çok ucuzladığından olsa gerek yaklaşık %20 prim yaptı ve yatırımcılarına endeksin çok üzerinde getiri imkanı sundular. Özak GYO'nun bu çıkışını öngörmek zor olsa da Ford için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Endeks prim yaparken benzer kazançlar sağlayan hisseleri veya Feniş Alüminyum gibi şirketlerin yatırımcısını nasıl kahrettiğini takip etmişsinizdir.

Kaotik ortamlarda büyük riskli kağıtların peşinden koşmaktansa karlılıklarına gıpta ile bakılan şirketlere yatırım yapmak çok daha akılcıdır. Hem bu tarz şirketleri herkes bilir, çok büyük araştırmalara dahi gerek bırakmaz. Yaptığınız tek şey endeksin düşüşünden etkilenen bu kağıtları toplamak ve küresel iyileşmeyi beklemekten ibarettir. Tabi şirketin önemli haberlerini de mutlaka takip etmelisiniz. 

Teknik olarak geçen hafta 72700 düellosu yaşandı ve aslında kazanan çıkmadı. Gergin bekleyiş devam ediyor. Suriye iyimserliğine rağmen 17-18 Eylül FED toplantısı öncesi yatırımcılar hisselerde pozisyon arttırmak için beklemeye karar verdiler. FED'de azaltım kararı kadar miktar da çok önemli. Yaşanan tüm gelişmeler analiz edildiğinde 10 milyar dolarlık tahvil azaltımının fiyatlanmış olabileceğini düşünüyorum. Açıklanacak karara bu açıdan bakılmalı ve herşeye rağmen piyasanın abartmaktan vazgeçmeyeceği unutulmamalı. 15 milyar doların üzerinde bir azaltım ise endekste 67000 seviyesini gündeme getirebilir. Tersi durumda 5 milyar dolarlık azaltım ya da azaltımın bir sonraki toplantıya kaydırılması 72700 direncinin kırılmasını sağlar ve 75000-76000'e hızlı bir yükseliş olabilir. Saydığım ihtimaller dışında FED yepyeni senaryolar ve sürprizlerle de karşımıza çıkabilir. Stop-Loss'lar da bu yüzden önemli değil mi zaten...

Kritik FED öncesi kendi fikirlerimi paylaşmaya çalıştım ve yaşanan son gelişmeleri, olası senaryolarda yaşanabilecek gelişmeleri kendi penceremden naçizane sunmaya çalıştım. Umarım faydalanabileceğiniz bir yazı olmuştur. 

Bugünün cümlesi "Zararın neresinden dönsek kardır" olsun.. 




14 Temmuz 2013 Pazar

İşler Tersine, Merkez (TCMB) Şaşkına Döner

Bağımsızlık!.. Güven!.. Etkinlik!.. 



Bir merkez bankasının ülkedeki bağımsızlığı tartışılıyor, müdahalelerinin etkinliği sorgulanıyor ve dolayısıyla verdiği güven sarsılıyorsa söyleyecek çok söz kalmamıştır. 

Çok geriye dönmeden biraz TCMB' nin politikalarına ve uygulamalarına göz atalım. 2012 son çeyreğinde Fitch ülkemize yatırım yapılabilir notu verdi. Ülkeye aşırı fon akışı oldu. Borsa tırmanmaya başladı. Dünya Yükselen yıldızını bulmuştu. Ülkemiz hikaye doluydu.

1. FED kriz sonrası kaba tabiriyle para pasmaya (tahvil alım programı) ve parasal genişlemeye (QE) devam ediyor, dünyada likidite bolluğu yaşanıyordu.  
2. Barış süreci yeni filizlenmiş, belki de Kürt sorunu çözüme kavuşacaktı. 
3. İkinci yatırım yapılabilir notu alarak başka fonların da ülkeye gelmesi an meselesiydi... 
4. Cari açığımız hızla kapanıyordu. 
5. Faizler tek hanelere inmekle kalmamış tarihi seviyeler görülüyordu. 
6. Kronik sorunumuz enflasyon kontrol altına alınmış gibi görünüyordu. (Ne çektik senden!..)

Gelelim TCMB ye. Ülke yıldızlaştıkça, küresel likidite bolluğundan faydalanıp para çekiyor dolayısıyla ülkedeki döviz bollaşıyordu. TL de dolara ve Euroya karşı aşırı değerlenmeye başladı (Reel Efektif Döviz Kuruyla da bu dönemde tanıştık) Bu noktada TCMB tam da olması gerektiği gibi faiz silahını kullandı. her PPK da en azından 25er baz puan indirime gitmek adet oldu. (Soldaki tabloda gecelik borç alma ve borç verme faiz oranlarının 2012 yılından bu yana nasıl düştüğünü inceleyebilirsiniz.) Rezerv opsiyon mekanizması gibi yeni müdahale yöntemleri icat edildi, müdahale çeşitliliği arttırıldı. Bu mekanizma da sıkça kullanıldı ve rezerv opsiyon katsayısı arttırılarak TCMB bünyesinde daha fazla döviz tutulmaya başlandı. Böylece hem piyasadaki döviz bolluğu önlendi hem de TCMB döviz rezervlerini arttırdı. Bu arada her defasında TCMB Başkanı Erdem Başçı sözel müdahalelerde bulunmayı da ihmal etmedi ve "dövize bulaşanın eli yanar" dedi. (Yukarıdaki grafikte, kurun nasıl kontrol altına alındığını  ilk mavi bölgeden inceleyebilirsiniz.)

Buraya kadar herşey çok iyi. Peki ya şimdi? Ne oldu da TCMB nin basireti bağlandı? 

İŞLER TERSİNE, MERKEZ ŞAŞKINA DÖNER

Geldiğimiz noktada FED, ABD istihdam verilerindeki iyileşmeye bağlı olarak aylık 85 milyar dolarlık tahvil alım programını büyük ihtimalle yılsonuna doğru azaltıcak (60 veya 45 milyar dolara indirebilir) ve 2014 yılı ortalarında sonlandıracak. Yani, içinden yeşil paralar akan musluğun vanası kısılacak, sonra kesilecek. Bu para Fırat nehrinin Mezopotamya'yı, Nil nehrinin Mısır'ı beslediği gibi besliyordu gelişmekte olan piyasaları.

1. Tüm dünyada Dolar likiditesi er yada geç azalacak. 
2. Moody's İkinci Yatırım yapılabilir notumuzu verdi. 
3. Gezi Parkı olayları ve hükümetin geri adım atmayan tavrı, siyasi riskleri tırmandırdı. 
4. Barış sürecinin akıbeti tartışılmaya başlandı.  
5. Faizler çift haneye yaklaştı.  
6. Ufukta Seçimler var.  
7.Petrol fiyatları yükseldi...

Liste uzadıkça uzar. Tüm bunlar, cari açığımızı ve  enflasyonu tehdit ederken, ülkeden para çıkışını hızlandırmakta ve belirsizlikleri arttırmaktadır. Hikayeler bir bir erimeye başladı artık. 

Havanda Su Dövülmez

Dolar/TL kurunun bu kadar hızlı 2'ye yaklaşması elbetteki dezavantajları beraberinde getirmekte ve TCMB bunun farkında. Öyle ki son iki ayda kurun ateşini söndürmek için 6 milyar doların üzerinde döviz satım ihalesi açtı. Sonuç: Hüsran!.. Nedeni çok basit. TCMB Don Kişot'luk yapmaya çalışmakta ya da buna zorlanmaktadır. Eğer bundan 6 ay önce faizlere hiç dokunmayıp sadece ROM ile döviz bolluğunu önlemeye çalışsaydı ne olurdu? Cevap verim; kurun 1.60 a hızla gerilediğine şahit olurduk. Bugün yapılacak şey ise belli. TCMB faizleri bundan sonraki ilk PPK da en az 50 baz puan yukarı taşımak zorundadır. Hali hazırda da sözel müdahale şarttır. TCMB kararlılığını, iki kat talep gelen döviz satım ihaleleriyle değil, söylemleri ve gerçekçi uygulamalarıyla göstermelidir. (Yukarıdaki grafikte kurun nasıl kontrol altına alınaMAdığını 2.mavi bölgeden inceleyebilirsiniz.)

Ancak faizlerin arttırılması özellikle siyasi açıdan bazı sorunları ve tartışmaları da beraberinde getirecektir:

1. Seçime giderken sıkılaştırıcı para politikası büyümeyi frenleyecektir.
2. Faiz lobisi tartışmaları seçim meydanlarında hükümet aleyhine kullanılmaya başlanacaktır. 

Peki görevi finansal istikrarı gözeterek fiyat istikrarını sağlamak olan Merkez Bankası, yukarıda ayrıntılı olarak yansıtmaya çalıştığım bir konjonktürde dahi faizleri arttırmayacaksa ne zaman arttıracaktır? Lakin;

Bir merkez bankasının ülkedeki bağımsızlığı tartışılıyor, müdahalelerinin etkinliği sorgulanıyor ve dolayısıyla verdiği güven sarsılıyorsa söyleyecek çok söz kalmamıştır. 

Bağımsızlık!.. Güven!.. Etkinlik!.. 


Not: Her şeye rağmen 23 temmuzdaki PPK toplantısında TCMB'nin doğruyu yapacağını düşünmekteyim. En azından öyle umuyorum.. Çünkü; 

Başka TCMB yok. 

Sahip çıkalım (!)

Emin TAY