Uyarı

Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, benim kişisel görüşlerime dayanmaktadır.

TCMB etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
TCMB etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

24 Aralık 2013 Salı

Özetle 2014 Yılı TCMB Politikası



Merkez Bankaları’nın öneminin çok daha fazla artmaya başladığı dönemde, politikalarını yakından takip etmek büyük önem arz ediyor. Bu anlamda Erdem Başçı’nın sunumunun ardından TCMB politikalarını en kısa ve anlaşılır şekilde özetlemeye çalıştım. Bu politikaları öğrenmek 2014 yılı için strateji oluşturmada da çok faydalı olacaktır.
  • Erdem Başçı bugünkü sunumunda faiz arttırımı için yine sinyal vermedi ve gecelik borç verme faizi olan %7.75'e vurgu yaptı.
  • Likidite kısmına artık neredeyse faizden daha fazla önem veriliyor (!). Faize ancak dolaylı yoldan müdahaleler gelebilir. Şöyle ki:
  • Piyasayı daha yüksek maliyetle fonlamaya çalışacaklar. Aylık repo kaldırılmıştı. Haftalık repoda ve piyasa yapıcılara aktarılan miktarda da önemli düşüşler yapıldı. Gecelik borçlanmada ise TCMB doğası gereği herhangi bir sınır yok.
  • Haftalık repo ile %4.5 faizden fonlama yapılırken, piyasa yapıcılara ise %6.75'ten fonlama yapılıyordu. Gecelik borç verme faizinin %7.75 olduğu düşünüldüğünde diğer iki fonlama yönteminde miktar kısıtlamaları doğal olarak fonlama maliyetlerinin %7.75’e yaklaşmasını sağlayacak.
  • Erdem Başçı fonlama maliyetinin %6.75 civarında oluşmasını beklediklerini belirtti. Bu da dolaylı olarak yine faizi arttırmayıp, sıkılaştırıcı politikaya devam edeceklerinin bir göstergesi olarak algılanabilir.
  • Döviz satım ihalelerini ise 2014’ten önce ve 2014’ten sonra diye ikiye ayırmak gerekecek. 2013 yılı bitimine kadar her gün 450 milyon dolar –duruma göre arttırılabilir-  satılacak. 2014’ten sonra Ocak ayında ise her gün minimum 100 milyon dolar arttırılacak.

Sonuç olarak TCMB hala direk faiz arttırımından çok uzakta. Enflasyon tarafı TCMB’ye göre iyi gidiyor ve faiz artırımına ancak enflasyonda bir oynaklık olduğunda başvurulacak. Faizlerde de artık oynaklık giderek azalacak ve öngörülebilirlik artacak. Kura bundan sonra da sadece “Döviz Satım İhaleleriyle” müdahale yapılacak. ROM tarafında da değişiklikler var ancak bunlar şimdilik çok önemli değil. 


10 Ekim 2013 Perşembe

Dolar - Altın (Günlük Yorum 10 Ekim)

Dolar/TL Kanal Direncini Kıramadı



Dün Dolar/TL 1.9920'de bulunan alçalan kanal direncini kıramadı ve yükselişler cılız kaldı. Daha önceki kısa vadeli bant olan 1.9880-2.0120'deki hareketlerin artık yerini 1.9800-1.9920 aralığına bıraktığını söylemek mümkün.

2.00 seviyesinin aşılması artık 1.9920 direncinin kırılmasıyla gündeme gelebilir. Aksi halde FED'in Ekim ayında da azaltım yapmayacağı beklentisi ile TL değer kazanmaya devam edebilir. Dolar kuru için teknik göstergeler de bu dönemde temel verilerle uyumlu hareket etmektedir. Çok kısa vadede sabah saatlerinde meydana gelen teknik aykırılık bugün 1.9900’a yeni bir çıkış olabileceği izlenimi yaratıyor.


Altın (ONS) 



Altın, 1320-1330 aralığında dalgalandığı dönemde 1330'da bulunan direncini çok defa denemesine rağmen kıramayınca dün teknik olarak düşüş yaşadı. Dün 1322'den güne başlayan altın 1305 desteğini kırdıktan sonra bir sonraki destek seviyesi olan 1290'a oldukça yaklaşarak 1294’e kadar gerileme yaşadı.

Altın bugün 1305’te bulunan direncini aşabiilirse, long pozisyon alnarak 1310-1315 civarı hedef olarak belirlenebilir. Bu durumda 1297 stop olarak belirlenmelidir.

Enflasyon Merkez Bankaları'nın Politikalarına Yön Veriyor

Dün en yüksek %,7.95 en düşük %7.93 seviyelerini gören 2 yıl vadeli gösterge kıymetin bileşik faizi yatay seyir izleyerek günü %7.95’ten kapattı. ABD 10 yıllık tahvil faizleri ise %2.69 civarından işlem görmekte.


Bunun yanı sıra Güney Kore Merkez Bankası ülkedeki tarihi düşük enflasyon seviyesini fırsat bilerek politika faizinde değişikliğe gitmedi. Mayıs ayında da büyümeyi desteklemek için faiz indirimine gidilmişti. Brezilya Merkez Bankası ise  ülke para birimi olan realdeki değer kaybının enflasyon üzerindeki baskısından dolayı 5.kez faiz arttırımına gitti.

23 Eylül 2013 Pazartesi

Dolar / TL - (USDTRY) - Analiz

Dolara yatırım yapmak isteyenler ya da sürekli olarak işin gereği olarak döviz borçlusu-alacaklısı konumunda olanlar için USDTRY (Dolar/TL) ‘yi incelemek istedim.


Öncelikli olarak belirtmem gereken konu TCMB’de (T.C. Merkez Bankası) var olan bilgilerin hiçbir finansal kuruluşta olamayacağıdır. Dolayısıyla TCMB Başkanı Sn. Erdem Başçı’nın yıl sonu için hedef gösterdiği 1.92 TL’nin en önemli hedef olduğunu belirtmek gerekir. Ancak bu hedefin doğrudan Sn. Başçı’ya ait olduğunu ve TCMB kayıtlarında böyle bir hedefe yer verilmediğini unutmayalım.

Merkez Bankaları zaman zaman Dövize Sn Başçı’nın yaptığı gibi “sözel” müdahalelerde bulunmakta ve piyasayı bu anlamda speküle edebilmektedir. (Buradaki speküle ifadesi olumsuz algılanmamalıdır).


Teknik olarak incelendiğinde ise 3 kanal dikkat çekmektedir. Her kanal ayrı bir vadeye işaret etmektedir. Yeşil renkli kesik çizgili kanal “Uzun Vade”, beyaz renkli kanal “Orta Vade” ve kırmızı renkli kanal “Kısa Vade”yi göstermektedir. Yatırımcılar, doları, kendi risk profillerine göre ya da elindeki işin niteliğine göre belirttiğim vadelerde takip edebilirler.

Kısa vadedeki toparlanma güçlü görünüyor. FED’in (Amerika Merkez Bankası) tahvil alımlarına 85 milyar dolarla aynen devam etme kararı USDTRY’yi 1.95’in altına düşürdü. Ancak bu karara rağmen Dolar hızla 1.99’a kadar yükseldi. Şuan 1.9880’den işlem gören Dolar’ın kısa zamanda tekrar 2 TL’nin üzerine çıkması muhtemel. Ancak mevcut seviyede 200 saatlik değişken hareketli ortalama direnci var. 1.9730 ise en yakın destek olarak göze çarpıyor.

Orta vadede Başçı’nın sözel müdahalesi ve Dolar’ın diğer tüm para brimlerine karşı değer kaybetmesinin etkilerini gözlemliyoruz. Orta vadede kanal hedefi güçlü toparlanmanın da desteğiyle 2.02 TL’yi gösteriyor. Düşüşlerin ise sınırlı olabileceği izlenimi yaratıyor ve bu durumda 1.9600’nın altına sarkma olması çok muhtemel görünmüyor. 

Uzun vadede ise yönümüz yine yukarı. Doların 2.05 TL’ye uzun vadede (belki yıl sonuna kadar) gelmesi beklenebilir. Ancak uzun vadeli düşünüyorsak TCMB politikalarını da dikkatle takip etmeliyiz. Olası faiz artırımları Uluslar arası Fisher etkisi yaratması beklenebileceğinden yükseliş senaryosunu iptal edebilir ve 1.9500 gündeme gelebilir. TCMB'nin hali hazırda gündeminde faiz artırım kararı bulunmamaktadır. Ayrıca dünyayı dolara boğan FED’in yavaş yavaş bu paraları çekmeye karar verdiğini de unutmayalım. Bu durum da dolara olan talebi arttıracağından 2.05 hedefini kuvvetlendirmektedir.

Özetle;
Kısa vade bant aralığı: 1.9730-2.00
Orta vade bant aralığı: 1.96 - 2.02
Uzun vade bant aralığı: 1.95 – 2.05

Not: Uzun vadede kanalın alt bandı olan 1.95’in çok yakın bir hedef olması dikkatinizi çekmiş olabilir. Bunun kırılması durumunda sırasıyla 1.92 ve 1.90 takip edilmelidir.

14 Temmuz 2013 Pazar

İşler Tersine, Merkez (TCMB) Şaşkına Döner

Bağımsızlık!.. Güven!.. Etkinlik!.. 



Bir merkez bankasının ülkedeki bağımsızlığı tartışılıyor, müdahalelerinin etkinliği sorgulanıyor ve dolayısıyla verdiği güven sarsılıyorsa söyleyecek çok söz kalmamıştır. 

Çok geriye dönmeden biraz TCMB' nin politikalarına ve uygulamalarına göz atalım. 2012 son çeyreğinde Fitch ülkemize yatırım yapılabilir notu verdi. Ülkeye aşırı fon akışı oldu. Borsa tırmanmaya başladı. Dünya Yükselen yıldızını bulmuştu. Ülkemiz hikaye doluydu.

1. FED kriz sonrası kaba tabiriyle para pasmaya (tahvil alım programı) ve parasal genişlemeye (QE) devam ediyor, dünyada likidite bolluğu yaşanıyordu.  
2. Barış süreci yeni filizlenmiş, belki de Kürt sorunu çözüme kavuşacaktı. 
3. İkinci yatırım yapılabilir notu alarak başka fonların da ülkeye gelmesi an meselesiydi... 
4. Cari açığımız hızla kapanıyordu. 
5. Faizler tek hanelere inmekle kalmamış tarihi seviyeler görülüyordu. 
6. Kronik sorunumuz enflasyon kontrol altına alınmış gibi görünüyordu. (Ne çektik senden!..)

Gelelim TCMB ye. Ülke yıldızlaştıkça, küresel likidite bolluğundan faydalanıp para çekiyor dolayısıyla ülkedeki döviz bollaşıyordu. TL de dolara ve Euroya karşı aşırı değerlenmeye başladı (Reel Efektif Döviz Kuruyla da bu dönemde tanıştık) Bu noktada TCMB tam da olması gerektiği gibi faiz silahını kullandı. her PPK da en azından 25er baz puan indirime gitmek adet oldu. (Soldaki tabloda gecelik borç alma ve borç verme faiz oranlarının 2012 yılından bu yana nasıl düştüğünü inceleyebilirsiniz.) Rezerv opsiyon mekanizması gibi yeni müdahale yöntemleri icat edildi, müdahale çeşitliliği arttırıldı. Bu mekanizma da sıkça kullanıldı ve rezerv opsiyon katsayısı arttırılarak TCMB bünyesinde daha fazla döviz tutulmaya başlandı. Böylece hem piyasadaki döviz bolluğu önlendi hem de TCMB döviz rezervlerini arttırdı. Bu arada her defasında TCMB Başkanı Erdem Başçı sözel müdahalelerde bulunmayı da ihmal etmedi ve "dövize bulaşanın eli yanar" dedi. (Yukarıdaki grafikte, kurun nasıl kontrol altına alındığını  ilk mavi bölgeden inceleyebilirsiniz.)

Buraya kadar herşey çok iyi. Peki ya şimdi? Ne oldu da TCMB nin basireti bağlandı? 

İŞLER TERSİNE, MERKEZ ŞAŞKINA DÖNER

Geldiğimiz noktada FED, ABD istihdam verilerindeki iyileşmeye bağlı olarak aylık 85 milyar dolarlık tahvil alım programını büyük ihtimalle yılsonuna doğru azaltıcak (60 veya 45 milyar dolara indirebilir) ve 2014 yılı ortalarında sonlandıracak. Yani, içinden yeşil paralar akan musluğun vanası kısılacak, sonra kesilecek. Bu para Fırat nehrinin Mezopotamya'yı, Nil nehrinin Mısır'ı beslediği gibi besliyordu gelişmekte olan piyasaları.

1. Tüm dünyada Dolar likiditesi er yada geç azalacak. 
2. Moody's İkinci Yatırım yapılabilir notumuzu verdi. 
3. Gezi Parkı olayları ve hükümetin geri adım atmayan tavrı, siyasi riskleri tırmandırdı. 
4. Barış sürecinin akıbeti tartışılmaya başlandı.  
5. Faizler çift haneye yaklaştı.  
6. Ufukta Seçimler var.  
7.Petrol fiyatları yükseldi...

Liste uzadıkça uzar. Tüm bunlar, cari açığımızı ve  enflasyonu tehdit ederken, ülkeden para çıkışını hızlandırmakta ve belirsizlikleri arttırmaktadır. Hikayeler bir bir erimeye başladı artık. 

Havanda Su Dövülmez

Dolar/TL kurunun bu kadar hızlı 2'ye yaklaşması elbetteki dezavantajları beraberinde getirmekte ve TCMB bunun farkında. Öyle ki son iki ayda kurun ateşini söndürmek için 6 milyar doların üzerinde döviz satım ihalesi açtı. Sonuç: Hüsran!.. Nedeni çok basit. TCMB Don Kişot'luk yapmaya çalışmakta ya da buna zorlanmaktadır. Eğer bundan 6 ay önce faizlere hiç dokunmayıp sadece ROM ile döviz bolluğunu önlemeye çalışsaydı ne olurdu? Cevap verim; kurun 1.60 a hızla gerilediğine şahit olurduk. Bugün yapılacak şey ise belli. TCMB faizleri bundan sonraki ilk PPK da en az 50 baz puan yukarı taşımak zorundadır. Hali hazırda da sözel müdahale şarttır. TCMB kararlılığını, iki kat talep gelen döviz satım ihaleleriyle değil, söylemleri ve gerçekçi uygulamalarıyla göstermelidir. (Yukarıdaki grafikte kurun nasıl kontrol altına alınaMAdığını 2.mavi bölgeden inceleyebilirsiniz.)

Ancak faizlerin arttırılması özellikle siyasi açıdan bazı sorunları ve tartışmaları da beraberinde getirecektir:

1. Seçime giderken sıkılaştırıcı para politikası büyümeyi frenleyecektir.
2. Faiz lobisi tartışmaları seçim meydanlarında hükümet aleyhine kullanılmaya başlanacaktır. 

Peki görevi finansal istikrarı gözeterek fiyat istikrarını sağlamak olan Merkez Bankası, yukarıda ayrıntılı olarak yansıtmaya çalıştığım bir konjonktürde dahi faizleri arttırmayacaksa ne zaman arttıracaktır? Lakin;

Bir merkez bankasının ülkedeki bağımsızlığı tartışılıyor, müdahalelerinin etkinliği sorgulanıyor ve dolayısıyla verdiği güven sarsılıyorsa söyleyecek çok söz kalmamıştır. 

Bağımsızlık!.. Güven!.. Etkinlik!.. 


Not: Her şeye rağmen 23 temmuzdaki PPK toplantısında TCMB'nin doğruyu yapacağını düşünmekteyim. En azından öyle umuyorum.. Çünkü; 

Başka TCMB yok. 

Sahip çıkalım (!)

Emin TAY


11 Temmuz 2013 Perşembe

Kokteyl Partisi Teorisi- Borsa'nın Yönü


Bernanke'den Piyasaya Doping

Dün Bernanke'nin teşvikleri devam ettireceği algısı oluştu ve Altın Ons bazında 1300 sınırına yaklaştı, TCMB'nin 1.3 milyar dolar döviz satışlarında kılı kıpırdamayan, aksine nazire yaparcasına 1.96'ya yükselen Dolar/TL 1.92'ye kadar geriledi. Bu vesileyle Bernanke'nin görev süresinin 2014'ün Ocak ayında bittiğini hatırlatmış olalım.

BIST100 de bugün alıcılı bir açılış yaptı ve elbetteki Bernanke'nin söylemleri satın alınacak. Endeks'in 74,000'e kadar da yükselmesi beklenebilir. Peki bu yükseliş kalıcı mı? Artık piyasa döndü denilebilir mi?
BIST100 Ne zaman Yükselecek?
Eğer kafa karıştırıcı birbirinden farklı modellemeler değil de basit ve mucizevi bir formül arıyorsanız buna ihtiyacınız olabilir.

Kokteyl Partisi Teorisiyle Borsanın Yönünü Tahmin Etmek

Borsayla yakından ilgileniyorsanız Peter Lynch ismini daha önce duymuş olmalısınız. Hayır mı? Peki ya Warren Buffet? Neyse çok önemli değil. Konuya girmeden önce size küçükken belli bir bahşiş karşılığı gazete dağıtan, büyüdüğünde aynı gazete şirketini satın alan ünlü yatırımcı Warren Buffet’dan değil, biraz Peter Lynch’den bahsedeceğim. Kendisi dünyanın en büyük fonlarından Fidelity Magellan’ın başında harikalar yaratan biri. “Borsada Tek Başına” kitabını yazan Lynch’in borsanın yönü hakkında oluşturduğu teori ilginizi çekecektir.

Kokteyl Partisi Teorisi

Borsa yükselme sinyali veriyor- Borsanın bir süredir düşük olduğu ve kimsenin yükseleceğini tahmin etmediği dönemlerde insanlar hisse senetlerinden hiç söz etmez. Konuşmak isteyecekleri en son kişi borsacılar, en son konu ise tabi ki borsa ve hisse senetleridir. Bunun yerine bir dişçi ile konuşmayı ve diş taşı hakkında bilgi almayı tercih ederler. Peter Lynch der ki “on kişi borsacıyla hisse senetleri hakkında konuşmaktan kaçınıp dişçilerle diş taşından söz ediyorsa bilin ki borsa yakında yükselecektir.”

Borsanın düşüş sinyali vermesi ve dikkatli olunması gerektiği durumları da kaleme almıştır Peter Lynch. Kaynak verdiğim kitabı almanızı teşvik edici olmasından diğer iki durumu burada yazmayacağım. Kitap birbirinden ilginç birçok önemli bilgiler içeriyor. İyi okumalar.. 

                                                                                                                          Ar.Uzm.Yrd. Emin Tay