Uyarı

Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, benim kişisel görüşlerime dayanmaktadır.

5 Eylül 2013 Perşembe

Altın Analizi - 2


Altın ile ilgili daha önce sadece 1 analiz paylaştım ve sonrasında başka analiz paylaşmadım. Altın için senaryo değişikliği olmadığı sürece belirli aralıklarla ve ihtiyaç duyduğum sürece düşündüklerimi varsayımlar altında aktarmaya devam edeceğim. 

Daha önce "1330 doların üzerinde kalıcı olduğu sürece hedef 1420 olduğu grafikten de açıkça görülebiliyor" şeklinde bir ifadeyle Altın hedefimi belirtmiştim. 1420'yi gören altın, önemli gördüğüm bu direnci "sanal kırma" denemeleriyle kırmaya çalışıp 1433'e çıksa da burada kalıcı olamadı ve 1400'ün aşağısın sık sık sarkıyor.
Altın'ı ilerde yükselişe sevk edecek temel senaryonun başında Suriye gerilimi var. Gerilimi arttıracak haberlerde kısa vadeli trade imkanları bundan önce olduğu gibi bundan sonra da olacaktır. Suriye geriliminin Altın piyasasındaki etkisinin ise ancak kısa vadeli (0-2 ay) olabileceği kanısındayım. ABD'nin sınırlı müdahalesi gerçekten de "sınırlı" kalabilirse Altın'ın 1480'i geçmesi çok zor.. Ancak olmasına neredeyse kesin gözüyle baktığım bu müdahale başka risklerin de tetikleyicisi olursa o zaman senaryomuzda köklü değişiklikler yapmak durumunda kalabiliriz. 

Altın'ın temel senaryosunda diğer önemli faktör ise tahvil alım programı. Yani ikinci senaryomuzun başrolünde FED ve Ben Bernanke var. ABD'de verilerin, özellikle de işsizliğin hızla iyileştiğini ve %7'nin yıl sonuna doğru görülebileceğini "ABD işsizlik verisi üzerine" başlıklı yazımda da belirtmiştim. Bugün açıklanacak ABD tarım dışı istihdam verileri yine kısa vadeli alım satım yapmak isteyenler için büyük önem arz ediyor. Beklentinin üzerinde ve 190,000 civarında gelecek veri tahvil alımında azaltıma gidileceği beklentilerini körükleyeceğinden Altın'da satışlara neden olabilir.. Umarım öyle de olur.. Çünkü eğer böyle bir durumda Altın'da satışlar sertleşir de 1350 seviyelerine yaklaşırsak alım için muazzam olur. Çünkü bana kalırsa FED zaten Eylül toplantısında en azından 10 milyar dolarlık azaltıma gitmeyi kafasına koydu. 

Her ne kadar piyasamızda "TCMB içerden bilgi almış olabilir, Suriye gerginliği tahvil azaltımını erteletebilir" şeklinde yorumlar yapılıyor olsa da ben buna pek ihtimal vermiyorum. Çünkü eğer bu doğruysa, Gelişmekte olan ülkeler içinde böyle bir bilginin sadece Sn. Erdem Başçı'yla paylaşılmış olması gerekiyor. Aksi halde diğer ülkeler neden para birimlerindeki aşırı değer kaybını önlemek için Faizleri yükseltsin, rezervlerini eritme pahasına büyük montanlı döviz satım ihaleleri ve swap anlaşmaları yapsın ki? Büyümek isteyen ya da büyümeye ihtiyacı olan tek ülke biz miyiz? 

Piyasa abartmayı sevdiği için 1325'ler dahi alım için fırsat olarak değerlendirilebilir. Ancak fazlası mutlaka bizi şüphelendirmeli ve 1280 seviyelerinin yıl sonunda görülebileceği fikrini uyandırmalı. 



Yukarıda yazılanları kısaca özetlemek gerekirse; Altın için belirttiğim varsayımlar ışığında pozitif değilim. Buna rağmen sanal olsa dahi Suriye gerginliği ons bazında 1480 seviyesinin görülme ihrimalini arttırıyor.Ancak tahvil alımlarının kademeli olarak azaltılacağı bir konjonktürde ve Suriye gerilimin sanılanın aksine havada kalacağı bir ortamda Altın düşüş potansiyeli taşımaktadır. İlk tahvil  azaltımına kadar ise 1350 civarına gerileyecek Altın'da alım düşünülebilir. 3,500 ve 10,000 dolarlı hedeflerin önemli banka analistleri tarafından verildiği dönemde Altın'ın eski zirve seviyesinden uzakta olduğunu düşünüyorum.Orta vadede (0-8 ay) Altın'ın 1250 seviyelerine tekrar geleceği kanısındayım. 

Ayrıca yukarıdaki grafikte 1250 seviyesine gelmesi için çok ciddi desteklerin kırılması gerektiği de açıkça görülüyor. Her bir destek seviyesinde dönemlik tepkiler de gelebilir. 1480 seviyesinin görülme ihtimaline rağmen bunların satışlarla karşılaşmasını ve ana trendin düşüş eğiliminde devam edeceğini düşünüyorum.


4 Eylül 2013 Çarşamba

Türkiye'de Dün ve Bugün- Yabancı Banka Raporları

Öncelikle son dakika haberini paylaşmak isterim. 

JP MORGAN'ın favorisi Türkiye
JP Morgan tarafından bugün yayınlanan CEEMEA strateji raporunda, Türkiye’ye ilişkin olarak FED'in varlık alımlarını azaltması ve kur endişelerinin kısa vadede aşağı yönlü etki yapmasını beklendiği ancak, Türkiye’nin uzun vadede CEEMEA bölgesinde favori ülke konumunu koruduğu belirtildi.

JP Morgan, Türkiye’nin uzun vadeli hikâyesini pozitif yapan etkenleri ise; karlı şirketleri, demografik yapısı, uzun vadeli GSYH büyümesi ve ihracatının % 40'nın yaptığı Avrupa'daki toparlanma olarak 4 başlıkta topladı.

JP Morgan'ın uzun vadeli hikâyeleri bakımından tercih ettiği Türkiye’deki hisseler ise, Turkcell, Bim veya Coca Cola, Halkbank, Yapı Kredi, Garanti, Koç Holding ve Sabancı Holding olarak sıralandı.

Bugün 14:30’da Reel Efektif Döviz kuru açıklanacak. Daha önce 114.6 olarak açıklanan verinin 110’nun aşağısına gelmesi bekleniyor. Verinin düşük gelmesi TL’deki değer kaybının fazlalaştığı anlamı taşıyacak. Ayrıca TCMB bugün minumum 50 milyon dolarlık döviz satım ihalesi açacağını duyurdu.

Dün iç piyasada takip edilen en önemli veri TÜFE ve ÜFE verileri oldu. Ağustos ayında TÜFE -0.10% (Beklenti -0.05%) olarak açıklanırken, yıllık bazda %8.17 (Beklenti %8,20) oldu. ÜFE ise ağustos ayında 0.04%, yıllık %6.38 olarak açıklandı. Yılın geri kalan kısmında yükselen kurun ithalat fiyatlarını arttırması bekleniyor. Bunun da enflasyon üzerinde olumsuz etki yapması söz konusu. Ağustos ayı enflasyon verileri iyi gelmesine rağmen, çekirdek enflasyonun yükselmesi de bu görüşü destekler niteliktedir. 

TÜFE ve ÜFE beklentilerden daha iyi gelmesine rağmen dün borsada beklenen yükselişler Suriye’de artan gerginliğin ve kar satışlarının gölgesinde kaldı. Dolar/TL kurunun tekrar yükselmesi ve gösterge tahvil faizinin 9.70’lere çıkması da açıklanan enflasyon verilerine tepki gelmemesinin diğer sebepleri arasında sayılabilir.  

Morgan Stanley Türkiye için Karamsar 
Morgan Stanley yayınladığı raporla Türkiye için büyüme beklentisini aşağı yönlü revize etti. 2013 için beklentinin yüzde 4.4’ten yüzde 3.6’ya çekildiği, 2014 için ise büyüme beklentisi yüzde 4.8’den yüzde 4.0’e revize edildiği açıklandı.

Raporda Türkiye’nin de yer aldığı CEEMA ülkeleri için süper düşük faizli ortamın artık geride kaldığı ve rik iştahının eskisi kadar yüksek olmayacağına değinildi. Borçlanma maliyetlerinin artmasının revizede önemli bir faktör olduğu belirtildi. 

Raporda dikkat çeken diğer ayrıntı ise Türkiye, Güney Afrika ve Ukrayna gibi ülkelerin, Rusya ve Polonya’ya göre daha fazla zorlukla karşı karşıya olduğuna vurgu yapılması oldu. Raporda ayrıca Türkiye’de kurlardaki kırılganlığa dikkat çekilirken, sıkı para politikasının riskli olabileceğine değinildi. 

BofA Merill LyncH Çekimser
BofA Merrill Lynch ise Türkiye'nin bu yıl yüzde 4.2, gelecek yıl yüzde 4.8 büyüyeceğini öngördüğünü açıkladı.