Uyarı

Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, benim kişisel görüşlerime dayanmaktadır.

3 Şubat 2016 Çarşamba

3. Seans - 03.02.2016

Para kazandıran iki net algı vardır. Bir; yükselen bir enstrümanın sürekli yükseleceğini sanma, iki; düşen bir enstrümanın sürekli düşeceğini sanma. Birileri bu algıya sahip olduğundan diğerleri para kazanır. 

Öncelikle dolar ile başlayalım. Dolar bugün itibariyle önceki analizimizde olmasını beklediğimiz 2.90-2.92 aralığına neredeyse geldi. Sabırla bekleyenler için alım yapılabilir seviye olduğunu tekrar edebilirim. Yine de trend dönmeden aşırı pozisyonlanmamaya özen göstermek lazım.  2.90 altında özellikle 2.88 ve 2.86 ya kadar gerilemeler dahi beni heyecanlandırmayacaktır. Bunun bir sebebi 2.86 nın dahi ana trend üstü seviye olması, diğer sebepleri ise bir önceki analizimizin son kısmında bahsettiklerimdir. 

Büyük resimde değişen birşey yok. Dolar'ın öngördüğümüz seviyeye düşmesi de bu sebepten.  Ama bir hikaye sonsuza kadar alınamaz, yada tersten bakıldığında satılamaz. Bu hikayenin nereye kadar alınabileceği/satılabileceği bunun şiddetine ve büyüklüğüne bağlıdır. Mevcut durumda likidite koşullarının Gelişmekte Olan Piyasalar (GOP) lehine gelişiyor olması yeteri kadar fiyatlanmışa benziyor. Hala dönüşe ilişkin bir sinyal ise yok. Tüm GOP para birimleri benzer şekilde değer kazanmakta. Bu hareketi daha önce 2015 yılının Eylül ayında yaşadığımız döneme benzetiyorum. 

Piyasada "siyah kuğu" arayışlarının olduğunu gözlemliyorum. Polonya'da çok büyük bir banka için sat tavsiyesinin verilmesini bu konu başlığı altında değerlendiriyorum. Ve şimdilik siyah kuğu arayışlarının gereksiz olduğu kanısındayım. Yeterince oyalanacak karamsarlık mevcutta var. 

Endekste kabaca 74.000 görülen en yüksek seviye şimdilik. Beklediğim aralığa 74.400-75.000 henüz gelmedi. [Gerçekçi olmak gerekirse ben 70.500 seviyesinin aşağı yönlü geçilmesini beklemiyordum. Bunu da sosyal medya hesabımdan 70.500 aşağı geçilmedikçe pozitif olduğumu söyleyerek dile getirdim. Ancak abartmayı seven piyasa 69.000 altını dahi gösterdi. Ancak yine 70.500 kırılmasına rağmen bu endekse bu koşullarda negatif bakamadığımı paylaştım. Stopsuz bir pozisyon aşırı kırılgandır. Ancak bazen 6. hislerinize güvenmek ve bence "aşırı" riske girmek zorunda kalabiliyorsunuz. Asla tavsiye etmediğim bir paylaşım yaptığımın farkındayım ve örnek alınmaması gerektiğini önemle vurgulamak isterim.] DolarTL de bir miktar daha gevşeme ve bilançoların destek çıkması söz konusu bölgeye taşıyabilir. İran'dan doğalgaz indirimi konusunda açılan davayı kazanmış olmamız ancak hisse bazlı hareketlere neden olabilir. Doğalgaz indirimi// Olumlu etkilenebilecek hisseler: SAHOL, AKENR, AKSEN, ZOREN, TRCAS,  TRKCM, SISE, ANACM, SODA, PRTKM, TUPRS... Makro tarafta büyük bir etki yaratamaz. Enflasyona katkısı tahmini olarak -0.1-0.2% olarak hesaplanabiliyor. Bu da sadece ücret artışından dolayı enflasyona etki olacak 1 puanın oldukça uzağında. 

Petrole bir paragraf ayırmak isterim. 

Petrol stok verileri arz yönlü endişe yarattı. OPEC - Rusya spekülasyonları da bir müddet bizi meşgul etmişti. Görüleceği üzere petroldeki sert satış dalgasının 26.5'te sonlanmasına inanmak isteyen bir çok kişi petrolde long pozisyonlara kolayca abanmaktadırlar. Petrolde (BRENT) 32.80 desteğini önemsiyorum. 32.80 seviyesinin altında tekrar fiyatlamalar başlarsa çok dikkatli olmakta fayda var. Ve tüm bu spekülasyonlara ve arz yönlü endişeye mahal verecek verilere rağmen, petrol tekrar 26.5'in altına gelirse bunun etkisi tek kelimeyle "yıkıcı" olur. Maalesef bu yıkım sonrası petrol ihraç eden ülkelerden petrol ithalatçısı ülkelere fon akımı olur diyemiyoruz. Küresel büyümeden yana zaten umutları törpülenmiş olan piyasa bu gelişme sonrası iyice havlu atacak ve riskli olan varlıkların hiçbirine yeltenmeyecektir. Unutulan ve son günlerde kıpırdamalar yaşayan Altın gibi güya güvenli liman özelliğini yitirmiş enstrümanlara denize  düşenin sarıldığı balık gibi ilgi duyulacaktır. Olası bir varsayım için bu kadar karamsarlık yeter. 

1 Şubat 2016 Pazartesi

3. Seans - 01.02.2016

70.000 altı seviyeleri birçok iç-dış olumsuz gelişmeye rağmen şimdilik kabul edilebilir olarak görmeyen piyasa oyuncuları tepki alımlarını hızlandırdı ve endeksi birçok fon yöneticisinin kısa-orta vade hedef bölgesi olan 74.400-75.000 bölgesine taşımaya kararlı. Şuan 73.000 seviyesinin üzerinde ve 1.000-1.500 puan kadar marj hala konuşuluyor. Bu bölge birçok kişinin bunalan piyasadan ağırlık azaltmak adına satış işin kullanacağı seviye olduğundan dikkatli olmakta fayda var. 74.400-75.000 bölgesinde yeni alımlar yapılmasını önermiyorum. Yada endekse duyarlılığı betası 0.70 altında olan hisselere yönelmek gerekir. Mevcut pozisyonlar içinse hala küresel likidite koşullarının iyileşmesi önemli bir avantaj. 

Varlık yöneticileri büyük resimde hikaye alır, hikaye satar. Teknik destek ve direnç seviyelerini ise bu hikayede bir araç olarak kullanır. (Trader'lar ise takip ettikleri sinyallerle her seviyeden alım satım yapabilirler ve genelde Başka temel bir hikayeye gerek duymazlar. Teknikçiler için short ya da long pozisyonlar stop'suz kabul edilemezdir). Dolayısıyla büyük resmi kaçırmamaya çalışmak önem arz ediyor. 

Endeksin önündeki en önemli beklenti Mart ayındaki FED ve ECB toplantısıdır. Zaten endeksin 70.000 altından toparlanması da bu sayede olmuştur. Ancak burada vurguladığım ana tema "beklenti". Gerçekleşmeler gerçekleştiği an ve sonrasını ilgilendirirken, bizim şuan ilgilenmemiz gereken Mart ayına kadar geçen sürede beklentilerin ne yönde şekilleneceğidir. 

Ben Mart ayında FED'in faiz artışı yapmayacağına inananlardanım. İkinci faiz artışı için Yellen'ın elinde gerekli koşullar yok. İletişime büyük önem veren FED ikinci faiz artışını yaparken, en azından yönünü yukarıya çevirmiş bir ISM endeksi, enflasyonu gölgelemeyecek petrol volatilitesi ve artan ücretleri öne sürmek isteyecektir. Mevcut durumda ise boynu bükük ISM, enflasyonu tehdit eden petrol ve henüz tam randımanın alınamadığı aylık ücret artışları var. 

Köşeye sıkışmış Draghi ise bizim gibi fon girişlerine büyük ihtiyaç duyan gelişmekte olan ülkelerin kuyusuna su taşımaya devam etmek zorunda. Amaç elbette ki fon girişleri sağlamak değil, Avrupa'yı canlandırmak. Mart ayında ECB'den reel genişlemeci adımların geleceğini düşünüyorum. Burada da esasen önemli olan Avrupa'nın büyümeye başlaması, ancak, şimdilik piyasa, adımların sonuçlarının alınıp alınmayacağı ile ilgilenmeyecek, miyop bakacak, müziği dinleyecek ve küresel volatilite el verdiği ölçüde dans etmeye çalışacaktır. 

Japonya'nın negatif faize geçişini ise bizim piyasamız açısından çok büyük lütuf olarak görmüyorum. Kısaca vurgulamak gerekirse Gelişmekte olan ülkeler arasında Asya'daki ekonomik gelişmelerden ülkece en az, FED ve ECB gelişmelerinden ise en fazla etkilenebilecek ülke Türkiye'dir. 

-Ayrı bir parantez açacak olursak, giderek daha yaygın hala gelse de negatif faizin sürdürülebilir olmadığını söylemek zorundayım. Anormal küresel durgunluk anormal gevşemeci politikalarla çözülmeye çalışılıyor. Üstelik bu durum neredeyse 7 senedir artarak devam ediyor. Başka bir analizde kafa yormamız gereken bir konu olarak şimdilik askıya alıyorum.-

Dolar/TL için paradigma değişikliğinin yarattığı pozitif dalganın takip edilmesi gerekiyor. Bu dalganın Dolar/TL'yi taşıyabileceği en iyi seviye 2.90-2.92 olarak görüyorum. Sabırla bekleyenler bu bölgeden alım yapmaya başlayabilir. Bu analizimizi meşgul eden gelişmelerin tamamını çöpe atacak yeni bir gelişme olmadıkça Dolar/TL, 2.90 seviyesinin altında ortalama yapamayacaktır. Buna gerekçelerim ise şunlar;

-Yavaş yavaş alışmaya başlasak da Çin'de Zaman Zaman hortlayan yuan haberleri.. On-shore ve Off-shore makasının açılmasına hala piyasa reaksiyon veriyor. 

-Rusya başta olmak üzere bitmeyen jeopolitik gelişmeler..

-Belirsizliğe yol açacak başkanlık sistemi tartışmaları..

-Görev süresi Nisan'da dolacak olan Erdem Başçı'nın ekibiyle beraber olası gerekli adımları atma kabiliyetinin zayıf olması..

-Görece güçlü makroekonomik verilere rağmen %10 üzerine kurulan piyasa faizi ve yüksek seviyeleri olağan hale gelen CDS.

Bu haftanın yıldızı tarım dışı istihdam (TDI) verileri.. Yıldız TDI iken öncü ADP dışında diğer açıklanacak verilerin sönük kalmasını beklediğimi söyleyebilirim. Tıpkı bugünkü ISM gibi veri öncesi gelecek her veri geçici etki bırakacak, ana temayı değiştiremeyecektir. Bu yüzden TDI dışı verileri trade amaçlı kullanmak veya herhangi bir karar vermeden önce söz konusu verilerin lehte  gelişmeleri takip etmek mantıklı olacaktır.