70.000 altı seviyeleri birçok iç-dış olumsuz gelişmeye rağmen şimdilik kabul edilebilir olarak görmeyen piyasa oyuncuları tepki alımlarını hızlandırdı ve endeksi birçok fon yöneticisinin kısa-orta vade hedef bölgesi olan 74.400-75.000 bölgesine taşımaya kararlı. Şuan 73.000 seviyesinin üzerinde ve 1.000-1.500 puan kadar marj hala konuşuluyor. Bu bölge birçok kişinin bunalan piyasadan ağırlık azaltmak adına satış işin kullanacağı seviye olduğundan dikkatli olmakta fayda var. 74.400-75.000 bölgesinde yeni alımlar yapılmasını önermiyorum. Yada endekse duyarlılığı betası 0.70 altında olan hisselere yönelmek gerekir. Mevcut pozisyonlar içinse hala küresel likidite koşullarının iyileşmesi önemli bir avantaj.
Varlık yöneticileri büyük resimde hikaye alır, hikaye satar. Teknik destek ve direnç seviyelerini ise bu hikayede bir araç olarak kullanır. (Trader'lar ise takip ettikleri sinyallerle her seviyeden alım satım yapabilirler ve genelde Başka temel bir hikayeye gerek duymazlar. Teknikçiler için short ya da long pozisyonlar stop'suz kabul edilemezdir). Dolayısıyla büyük resmi kaçırmamaya çalışmak önem arz ediyor.
Endeksin önündeki en önemli beklenti Mart ayındaki FED ve ECB toplantısıdır. Zaten endeksin 70.000 altından toparlanması da bu sayede olmuştur. Ancak burada vurguladığım ana tema "beklenti". Gerçekleşmeler gerçekleştiği an ve sonrasını ilgilendirirken, bizim şuan ilgilenmemiz gereken Mart ayına kadar geçen sürede beklentilerin ne yönde şekilleneceğidir.
Ben Mart ayında FED'in faiz artışı yapmayacağına inananlardanım. İkinci faiz artışı için Yellen'ın elinde gerekli koşullar yok. İletişime büyük önem veren FED ikinci faiz artışını yaparken, en azından yönünü yukarıya çevirmiş bir ISM endeksi, enflasyonu gölgelemeyecek petrol volatilitesi ve artan ücretleri öne sürmek isteyecektir. Mevcut durumda ise boynu bükük ISM, enflasyonu tehdit eden petrol ve henüz tam randımanın alınamadığı aylık ücret artışları var.
Köşeye sıkışmış Draghi ise bizim gibi fon girişlerine büyük ihtiyaç duyan gelişmekte olan ülkelerin kuyusuna su taşımaya devam etmek zorunda. Amaç elbette ki fon girişleri sağlamak değil, Avrupa'yı canlandırmak. Mart ayında ECB'den reel genişlemeci adımların geleceğini düşünüyorum. Burada da esasen önemli olan Avrupa'nın büyümeye başlaması, ancak, şimdilik piyasa, adımların sonuçlarının alınıp alınmayacağı ile ilgilenmeyecek, miyop bakacak, müziği dinleyecek ve küresel volatilite el verdiği ölçüde dans etmeye çalışacaktır.
Japonya'nın negatif faize geçişini ise bizim piyasamız açısından çok büyük lütuf olarak görmüyorum. Kısaca vurgulamak gerekirse Gelişmekte olan ülkeler arasında Asya'daki ekonomik gelişmelerden ülkece en az, FED ve ECB gelişmelerinden ise en fazla etkilenebilecek ülke Türkiye'dir.
-Ayrı bir parantez açacak olursak, giderek daha yaygın hala gelse de negatif faizin sürdürülebilir olmadığını söylemek zorundayım. Anormal küresel durgunluk anormal gevşemeci politikalarla çözülmeye çalışılıyor. Üstelik bu durum neredeyse 7 senedir artarak devam ediyor. Başka bir analizde kafa yormamız gereken bir konu olarak şimdilik askıya alıyorum.-
Dolar/TL için paradigma değişikliğinin yarattığı pozitif dalganın takip edilmesi gerekiyor. Bu dalganın Dolar/TL'yi taşıyabileceği en iyi seviye 2.90-2.92 olarak görüyorum. Sabırla bekleyenler bu bölgeden alım yapmaya başlayabilir. Bu analizimizi meşgul eden gelişmelerin tamamını çöpe atacak yeni bir gelişme olmadıkça Dolar/TL, 2.90 seviyesinin altında ortalama yapamayacaktır. Buna gerekçelerim ise şunlar;
-Yavaş yavaş alışmaya başlasak da Çin'de Zaman Zaman hortlayan yuan haberleri.. On-shore ve Off-shore makasının açılmasına hala piyasa reaksiyon veriyor.
-Rusya başta olmak üzere bitmeyen jeopolitik gelişmeler..
-Belirsizliğe yol açacak başkanlık sistemi tartışmaları..
-Görev süresi Nisan'da dolacak olan Erdem Başçı'nın ekibiyle beraber olası gerekli adımları atma kabiliyetinin zayıf olması..
-Görece güçlü makroekonomik verilere rağmen %10 üzerine kurulan piyasa faizi ve yüksek seviyeleri olağan hale gelen CDS.
Bu haftanın yıldızı tarım dışı istihdam (TDI) verileri.. Yıldız TDI iken öncü ADP dışında diğer açıklanacak verilerin sönük kalmasını beklediğimi söyleyebilirim. Tıpkı bugünkü ISM gibi veri öncesi gelecek her veri geçici etki bırakacak, ana temayı değiştiremeyecektir. Bu yüzden TDI dışı verileri trade amaçlı kullanmak veya herhangi bir karar vermeden önce söz konusu verilerin lehte gelişmeleri takip etmek mantıklı olacaktır.
-Görece güçlü makroekonomik verilere rağmen %10 üzerine kurulan piyasa faizi ve yüksek seviyeleri olağan hale gelen CDS.
Bu haftanın yıldızı tarım dışı istihdam (TDI) verileri.. Yıldız TDI iken öncü ADP dışında diğer açıklanacak verilerin sönük kalmasını beklediğimi söyleyebilirim. Tıpkı bugünkü ISM gibi veri öncesi gelecek her veri geçici etki bırakacak, ana temayı değiştiremeyecektir. Bu yüzden TDI dışı verileri trade amaçlı kullanmak veya herhangi bir karar vermeden önce söz konusu verilerin lehte gelişmeleri takip etmek mantıklı olacaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder