Geride bıraktığımız hafta önceki
haftalara kıyasla daha az dalgalıydı. FED ve ECB ile
yeterince çalkalanan borsa ve fx piyasasında durağanlık ön plandaydı. İçeride
kimine göre sürpriz sayılabilecek (TCMB) faiz indirimi oldu. TCMB gecelik borç
verme faizi olan üst bandı 10,75’ten 10,50’ye düşürdü. Sembolik önem taşısa da
önümüzdeki toplantılarda uzun sayılabilecek bir süre için faiz indirim
döngüsüne girmiş olabiliriz.
Deniz Yatırım kaynağından paylaştığım yukarıdaki grafikte üst banttaki indirimin sembolik bir önem arz ettiği daha net ortaya çıkıyor. Bankalarda faiz oranları 13-14'te seyrederken politika faizimiz hala 7.50'de ve ağırlıklı ortalama fonlama maliyetimiz 9 civarında. Yani bankalar para bulmakta sorun çekiyor, piyasada faiz oranları yüksek ve Merkez de piyasayı politika faizinin çok üzerinde fonlayarak dengelemeye çalışıyor.
Önümüzdeki dönemde TCMB faiz oranları ile aslında TCMB'nin fonlaması arasındaki makasın ne kadar açıldığı/kapandığı önem arz ediyor. Bu yeni yönetimin (Başçı kalmazsa eğer) uzun vadeli bakış açısını da ortaya çıkaracak ve asıl mesajı istemeseler de buradan vereceklerdir.
Uzun süreli faiz
indirimine girdiysek eğer Dolar’ın TL ye karşı değer kazanabileceği bir süreç
tekrar hayatımıza girebilir. Özellikle gelişmekte olan ülkelerden tekrar fon çıkışı yaşanmaya başlarsa -ki muhtemeldir- bu durumda Dolar 2,90 altında çok fazla barınamayacaktır. 2,8350 destek olarak öne çıkarken kafa karışıklığı istemeyenler 2,81-2,85 bölgesindeki Dolar'a iştahlı bakabilir. Borsa ise kısmen Dolar’daki yükselişi tolere edebilir. Çünkü faiz indirimleri
özellikle faiz hassasiyeti yüksek sektörlere nefes verecektir. Ancak uzun
vadede bunun etkisinin sınırlı olmasını bekleriz. Hali hazırda kısa vadede trend kırılımına ihtiyatlı yaklaşımın devam ediyor.
Gelecek hafta yüzümüzü
dışarıya döneceğiz ve tarımdışı istihdam raporuna odaklanacağız. Beklentinin
üzerinde gelen büyüme verisinin ardından eğer piyasa TDI’de de beklentilerin
fazlasıyla karşılandığını görürse Haziran ayında yılın ilk faiz artırımı daha
gür sada ile dile gelecektir. Tersi durumda ise zaten 2 faiz artırımını
fiyatlamaya çalışan piyasa 1 kere faiz artırılabileceğini düşünüp Haziran ayına
daha az ihtimal verecek Eylül-Aralık'a kayacaktır. Beklentimize göre yüksek ihtimal ile TDI’de kötü
hava koşularının da etkisiyle 242 binlik istihdamın düştüğünü göreceğiz. Ancak
salt olarak TDI’ye bakmak yanıltıcı olabilir. Raporun diğer detayları da artık çok önemli. En doğru kararı piyasanın kendisi vereceğinden, veri açıklanmasıyla beraber piyasanın ilk yarım saatlik fiyatlamadan sonra yönünü tayin edeceğini
düşünüyoruz.
Ek olarak Perşembe günü
Türkiye’de de GSYH verisi açıklanacak ve büyüyemeyen dünyadan ne kadar
sıyrılabileceğimize bakacağız. Mevcut durumda büyümemiz %4. Brezilya ve Güney
Afrika’nın gelişmekte olan ülkeler arasında sınıfta kaldığı dönemde Endonezya
ve Hindistan ile rekabet edebileceğimizi göstermemiz gerekiyor. Bu sınavdan
geçebilmek için yıllık büyümenin en azından %4 altına inmemesi gerekiyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder